SHD HEYETİ         : Genel Başkan Melda Onur, Genel Sekreter Can Atalay ve Yönetim Kurulu Üyesi Evren İşler

ZİYARET TARİHİ  : 19-20 Kasım 2016 tarihleri

ZİYARET İÇERİĞİ : Maden sahası ziyareti, yakınlarını bekleyen ve kaybeden ailelerle görüşmeler, ilk kurtarma çalışmalarında yer alan işçilerle görüşmeler, facianın olduğu yerdeki taşeron şirketin işçileriyle görüşmeler, bölgede faaliyet gösteren demokratik kitle örgütlerinin temsilcileri, siyasi partilerin yerel ve ulusal düzeydeki temsilcileri, maden mühendisleri ile görüşmeler yapıldı.

İŞ CİNAYETİNİN DETAYLARI

Siirt Maden:

Ciner Holding’e bağlı Park Elektrik Üretim Madencilik Sanayi ve Ticaret A.Ş.’ye ait; Siirt Şirvan İlçesi Madenköy’de bulunan Bakır Madeni, açık işletmesi. 1980’li yıllarda Etibank tarafından işletilen Madenköy Bakır Havzası, 2003’te özelleştirme kapsamına alınarak Park Elektrik’e devredilmiştir. Etibank’tan devralındıktan sonra bir süre kapalı ocak olarak çalışılan maden, uzun süredir açık ocak olarak işletilmektedir. Siirt temaslarımızda elde ettiğimiz bilgilere göre, işveren bakır sahasının açık işletme olarak devam edilebilmesinin mümkün olmadığını görmüş ve tekrar kapalı ocak olarak işletebilmek için girişimlerde bulunmaya başlamıştır. Edinilen bilgiye göre 16 işçinin bedeninin toprağa gömüldüğü gün, yine Ciner Holding’e bağlı Park Teknik Yönetim Kurulu Üyesi Güray Eken’in Çin’den gelen bir heyetle bu konuda çalışma yapmakta olduğu bilgisi verilmiştir.

Çalışan Taşeron Şirketler:

Açık işletmede, Park Elektrik’in yanı sıra dört ayrı taşeron şirket aynı anda çalışmaktadır.

Ana şirket, taşeronlara madenin belli bölgelerini belli miktarda maden çıkartmak üzere vermektedir. İş cinayetinin meydana geldiği alan, taşeron şirketlerden Antlar İnşaat tarafından bakır çıkartılan alandır ve hayatını kaybeden işçiler Antlar İnşaat taşeron şirketi işçileridir. Bu alan, işçiler tarafından torpilli” alan olarak adlandırılmaktadır. Bunun sebebi, o bölgede toprağın yumuşak olması, daha az dinamit patlatılmasına ihtiyaç duyması ve boşaltma alanına olan yakınlığıdır. Toprağın yumuşak olması, şev kayması riskini arttırmakta olmasına rağmen diğer teknik veriler gibi toprağın yumuşak olduğu gerçeği de göz ardı edilmiştir.

İş Güvenliği:

Gerek ana şirkette, gerekse taşeron şirketlerde, iş güvenliği önlemlerinin son derece yetersiz olduğu, özellikle taşeron şirkette işçilere gerekli eğitimlerin verilmediği belirtilmektedir. Park Elektrik işçilerinden isteyenlere 1 saat süren iş güvenliği eğitimi verilmiştir ancak işçilerin anlatımlarına göre iş güvenliği uzmanlarının yaptığı uyarılar sadece yeleklerin giyilmesi yönünde yapılan uyarılardan ibarettir. Çok tehlikeli işyeri sınıfındaki madenlerde kullanılması zorunlu olan iş güvenliği ekipmanları temin edilmemekte; mevcut olanların ise kullanımları denetlenmemektedir. Park Elektrik işçileri sendikalıdır, taşeron şirket işçileri sendikaya üye değildir. Park Elektrik işçileri günde 8 saat çalışırken, taşeron şirket işçileri en az 10 saat çalışmakta olup çalışma saatleri 12 saate kadar uzayabilmektedir. Park Elektrik işçileri günde ortalama 10 sefer taşıma yaparken taşeron şirket işçileri 45 sefere kadar taşıma yapmaktadır; taşeron işçileri belli miktarlarda taşıma yapmak zorunda tutulmaktadır.

Heyetimizin görüştüğü işçiler, madende denetim yapıldığını görmediklerini belirtmişlerdir. İşçilerden bir tanesinin beyanına göre, facianın meydana geldiği alan ile ilgili olarak bir başka taşeron şirket yetkilisi Burası çöker, burada çalışmayın” diyerek işvereni uyarmış “Sen taşeron musun, bana iş mi öğretiyorsun” cevabı almıştır.

İş cinayetinde hayatını kaybeden işçilerden bir tanesi, olaydan yaklaşık bir hafta önce annesine madende toprağın kaydığını ancak yine de çalıştırıldıklarını söylemiştir. İş cinayetinin gerçekleştiği madende, daha önce de çeşitli vakalar yaşanmıştır. İrili ufaklı iş kazaları, yetkili mercilere bildirilmeksizin şirket içinde kapatılmıştır. Katliamdan 20 gün kadar önce, patlatma sırasında kaskı olmadığı için başından yaralanan ve uzun süre tedavi altında kalan bir işçinin hayatını kaybettiği belirtilmiştir.

Sahanın Özelliği:

Maden Mühendisleri Odası tarafından yapılan açıklamaya göre, Açık tip derin kazı yapılan maden ocaklarında saha güvenliğinin en önemli parametrelerini kazı yüzeyinin şev (eğimli yüzey) eğimi ve şev/basamak yüksekliği oluşturmaktadır. Kazıyla birlikte eğim artacağından, eğimin artmaması için basamaklar oluşturulmaktadır. Şev açısının ve/veya basamak yüksekliğinin yüksek tutulması, örtü kazı maliyetlerini düşürmektedir. Bu nedenle şirketler üretim maliyetini düşürmek için şev açısı ve basamak yüksekliğinde standartların dışına çıkmaktadır. Şev açısı arttıkça, şev stabilitesi bozulmakta ve şev kayması tetiklenmektedir.”

Heyetimizin yaptığı görüşmelerde, basamak genişliklerinin olması gerekenden yarı yarıya az olduğu, karşılaşan iki kamyonun yan yana geçmesinin mümkün olmadığı, kamyonların durup birbirlerine yol verdiği öğrenilmiştir, bu sebeplerle, sıklıkla irili ufaklı kazalar yaşandığı belirtilmiştir. Aynı şekilde, şev yükseklikleri olması gerekenden çok fazla olup şev açısı da aşırı diktir. Gerek çalışan işçilerin beyanları gerekse olay yerinde incelemeler yapan teknik ekiplerin gözlemleri, madenin şev açıları, basamak yükseklikleri ve eğiminin standartlara uygun olmadığını ortaya koymaktadır. Bilimsel ve jeolojik kriterler dikkate alınmaksızın, üretim maliyetini azaltmak amacıyla yapılan üretim, faciayla sonuçlanmıştır.

Facianın Belirtileri:

Aynı madende, 25 Temmuz 2016’da bir başka şev kayması yaşanmıştır. Bu olayda can kaybı olmamasının sebebi olarak, olayın gündüz meydana gelmesi ve kaymayı gören işçilerin kaçma fırsatı bulabilmesi gösterilmiştir. Bu olay sonrası, maden 60 gün süre ile kapalı kalmış, gerekçesi olarak da, “2006 yılından beri kesintisiz üretim yapılan konsantrasyon tesisinde, uzun üretim sürecinin yarattığı yıpranmalar ve teknolojik eskimenin neden olduğu verimlilik düşüşüne karşı önlem almak amacı ile bu kararın alındığı” açıklanmıştır.

Madenin tekrar faaliyete geçmesi sonrasında, üretim daha da hızlandırılmış ve yeni hiçbir önlem alınmamıştır. İşçiler, şev kaymasının yaşandığı bölgede çok sayıda su kaynakları olduğunu ve bu bilginin işverene aktarıldığını belirtmiştir. Su kaynaklarının olduğu bölgelerde alınması gereken ek önlemler alınmamış ve işçilere siz işinize devam edin” denilmiştir. Benzer şekilde, işçiler, madende çok fazla sayıda çatlak olduğunu görmüşler ve bu durumu da işverene bildirmişlerdir. İşveren çatlaklarda ölçüm yapmış, ancak üretimi durdurmamış, çatlakları çamurla doldurup kapatarak zemini kamyonların ve iş makinalarının geçişine uygun hale getirmiş ve üretime devam etmiştir.

Heyetimizin görüştüğü işçilerin tamamı, özellikle son üç aydır yoğun bir üretim çabası olduğunu ve işverenin daha da umarsız davrandığını belirtmektedir. Maden sahası içinde, iş cinayetinin meydana geldiği bölgenin daha altında kaliteli maden yatağı bulunması nedeni ile o bölgede kontrolsüz üretim yapıldığı ve bu üretim sırasında palya düzeninin ve eski üretim şevlerinin yapısının bozulduğu belirtilmiştir. Açık ocak işletmesinin uzun süre devam edemeyecek olması, dağın artık uçurum haline gelmiş olması nedeni ile hali hazırda bulunan birkaç kaliteli damarın hızlıca alınması hedeflenmiş, bu sırada hiçbir iş güvenliği önlemi alınmadığı gibi madenin jeolojik özellikleri göz ardı edilerek üretime devam edilmiştir.

İş müfettişlerinin “terör gerekçesiyle” madende denetime gidemedikleri de alınan bilgiler arasındadır.

Arama Kurtarma Çalışmaları:

Yakınlarını kaybeden köylüler, toprak kayması sonrasında, arama kurtarma çalışmalarının ilk iki gün neredeyse hiç yapılmadığına tanıklık etmişlerdir. Konu ile ilgili teknik açıklama, bir süredir yağan yağmur nedeniyle zeminin çok kaygan olması yüzünden kurtarma çalışmalarına katılacak kişilerin can güvenliğinin bulunmamasıdır. Bunu Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak da “toprağın kurumaya başlamasıyla çalışmalar başlayabilmiştir” ifadesiyle doğrulamıştır. Bu durumda arama kurtarma yapılamayacak bir zeminde işçi çalıştırılmaktadır.

Heyetimiz Madenköy’e vardığında çok sınırlı sayıda iş makinası ile yapılan çalışmanın, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanının olay yerine gelmesi ve maden sahasına çıkması ile birlikte çalışmaların hız kazandığına ve heyelan bölgesine çok sayıda iş makinasının çıktığına tanıklık etmiştir. Heyetimiz, Bakanın olay yerinde bulunduğu sırada AFAD masasında görevli olduğunu ancak Bakanın ayrılması ile birlikte AFAD masasının toplandığına da tanıklık etmiştir.

Soruşturma Evresi:

Heyetimiz, yapılan adli soruşturmanın eksik yürütüldüğü kanaatine varmıştır. Hafta sonu olması nedeni ile heyetimizin dosyayı inceleme ve Savcılık ile görüşme imkanı olmamıştır. Arama kurtarma çalışmaları Siirt Valiliği kontrolünde yapılmaktadır, delillerin korunması ve toplanması Savcılığın görevi olması rağmen olay yerinde savcı bulunmamaktadır. Basına yansıyan bilgiler ile halkla yapılan görüşmelerden; savcılığın sadece faciadan tesadüfen kurtulan dört işçinin ifadesine başvurduğu öğrenilmiştir. İş güvenliği uzmanı olan mühendisler ile işletme müdürü olmak üzere toplam altı kişi gözaltına alınmış, bunlardan işletme müdürü “kendi can güvenliği” nedeni ile tutuklanmıştır. 16 işçinin bir iş cinayeti ile göz göre göre katledildiği olay nedeni ile ifadesine başvurulan kişi sayısı 16 bile değildir. Bu hali ile soruşturmanın eksik kaldığı açıktır.

Bütün iş cinayetlerinde olduğu gibi bu kez de soruşturmanın bir tek an’a indirgenebilmesi mümkün değildir. Madeni denetlemekle görevli kamu görevlileri başta olmak üzere, iş cinayetini hazırlayan bütün süreçlerde sorumluluğu olan kişilerin tespit edilmesi ve yargılanması zorunludur. Bu sebeple de, sadece olay anında orada bulunan işçilerin ifadelerinin alınması ile yetinilmesi mümkün değildir. İşletmenin çalışma şeklini, kimlerin hangi aşamalarda görevli ve sorumlu olduğunu tespit etmeye yönelik etkin bir soruşturma yürütülmesi ve bütün sorumluların yargı önüne çıkartılması gerekmektedir.

Şirvan Bakır Madeni İş Cinayetinde hayatını kaybeden 16 işçimizin isimleri şunlardır;

1- Savaş Kızılkan: Ekskavatör operatörü (Diyarbakır)

2- Kerem Arat: Ekskavatör operatörü (Şirvan ilçesi Derinçay köyü)

3- Murat Ant: Ekskavatör operatörü (Şirvan ilçesi Madenköy)

4- İbrahim Kılınç: Ekskavatör operatörü (Siirt)

5- Kasim Tari: Ekskavatör operatörü (Diyarbakır)

6- Şefik Tuncer: Ekskavatör operatörü (Batman)

7- Sedat Bulut: Rok operatörü (Şirvan ilçesi Otluk köyü)

8- Abdurrahman Sönmezsoy: Rok operatörü (Batman)

9- Reşit Can: Kamyon şoförü (Siirt Yağmurtepe köyü)

10- Halil Başer: Kamyon şoförü (Siirt Kurtalan ilçesi)

11- Mahmut Batumak: Kamyon şoförü (Şirvan ilçesi Taşkaya köyü)

12- Bedrettin Caylı: Kamyon şoförü (Şirvan ilçesi Yatağan köyü)

13- Nusret Beyazalma: Kamyon şoförü (Van Edremit)

14- Yavuz Yıldız: Kamyon şoförü (Şirvan ilçesi)

15- İsmail Tekin: Kamyon şoförü (Siirt Eruh ilçesi)

16- Abdulbaki Aydın: Kamyon şoförü (Siirt Eruh ilçesi)

SORULARIMIZ

Savcılık bu İŞ CİNAYETİ sonrası etkin soruşturma yürütmezken, Sosyal Haklar Derneği olarak bu 16 işçimiz için ilgili ve sorumlu bakanlara 16 soru soruyoruz;

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı’na Sorular:

1- Facianın yaşandığı madende, iş müfettişleri tarafından en son denetim ne zaman yapılmıştır? Son 5 yıla ait denetim raporlarını paylaşmanızı talep ediyoruz.

2- Kamu adına teftiş yapması gereken müfettişlerin terör gerekçesi ile madene gidemedikleri ya da diğer bir söyleyişle ilgili makamların gerekli ve zorunlu önlemleri almamaları nedeni bahane edilerek anılan madende iş güvenliğine ilişkin teftiş yapılamadığı doğru mudur?

3- 25 Temmuz’da vuku bulan toprak kayması konusunda Bakanlığın bilgisi var mıdır? Var ise muhtemel bir faciayı önlemek üzere ne gibi önlemler alınmıştır?

4- Yoğun yağışların ardından üzerinde çalışması elverişsiz hale gelen zeminde işçileri çalışmaya zorlayan firma sorumlularına Bakanlığınızca soruşturma açılacak mıdır?

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı’na Sorular:

1- Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Siirt Şirvan Madenköy Bakır Sahası’nda çıkarılan madende daha önce yaşanan, madenin işletiliş şeklinden kaynaklı benzeri toprak kaymalarından haberdar olmuş mudur ve bu konuda ne yapmıştır?

2- Maden sahasındaki şevlerin yapısı, maden arama izin ve yönetmeliklerindeki koşullara uygun mudur? Bu türden ihlallerin facialara açık alan bıraktığı yönünde Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığının görüşü nedir?

3- Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığının, facianın yaşandığı madene verilen çalışma izni ve ruhsatlara ilişkin belgelerin kamuoyu ile paylaşılmasını talep ediyoruz.

4-Eti Maden’den alınarak açık işletmeye çevrilen madenin, iddialar üzere yeniden kapalı işletmeye döndürülmesi çalışmaları konusunda Bakanlığın bilgisi var mıdır? Bunun gerekçelerine dair bir çalışma raporu tarafınıza ulaşmış mıdır?

İçişleri Bakanı’na Sorular:

1- Arama kurtarma çalışmalarında ilk iki gün yeterli çalışma yürütülemediği ifadeleri doğru mudur? Bunun gerekçeleri nelerdir?

2-Soruşturma faaliyetlerinin Valilikçe yapıldığı bilinmektedir. Böyle bir facianın ardından olay yerinde neden savcı bulunmamaktadır?

3-Yağmurun arama kurtarma çalışmalarını elverişsizleştirdiği bir zeminde işçileri çalışmaya zorlayan kişi kimdir? Sorgulanmış mıdır?

4- İfadesine başvurulan 4 işçi ve ilk gün göz altına alınarak biri tutuklanıp diğerleri serbest bırakılan firma görevlileri dışında, bu faciaya zemin hazırlayan şirket yöneticileri hakkında işlem yapılacak mıdır?

Ciner Holding Park Elektrik Üretim Madencilik Sanayi ve Ticaret A.Ş.’ye Sorular:

1- Park Elektrik Üretim Madencilik Sanayi ve Ticaret A.Ş., Siirt Şirvan Madenköy Bakır Madenini hangi statü ile çalıştırmaktadır? Bakanlık ve şirket arasındaki sözleşmelerin kamuoyu ile paylaşılmasını talep ediyoruz.

2- Kapalı olarak devralınan maden, ne zaman açık işletilmeye başlanmıştır ve yeniden kapatılması için bir yabancı heyetle facianın olduğu gün madene ziyaret gerçekleştirildiği doğru mudur? Firma bu değişim gereğini nereden duymuştur?

3-Park Elektrik çalışanlarının ve firmanız için çalışan 4 taşeron şirketin iş güvencesi konusunda denetimlerinin yeterli olduğunu düşünüyor musunuz? Bu konuda firma içerisinde de soruşturma başlatacak mısınız?

4-Madende altın mı buldunuz? Eğer yanıt evet ise yeni işletme projesi Bakanlığa sunuldu mu? Bakanlık uygun buldu mu?