Denetimli serbestlik, yasa tarafından belirlenen deneme süresinde, kişinin cezasının sosyal hayat içerisinde infazına olanak sağlayan bir ceza hukuku kurumudur. Suç işleyen kişi sosyal yaşam içerisinde denetimli serbestlik yoluyla gözlemlenmektedir. Denetimli serbestlik yasası, kişinin ailesiyla bağlarını sürdürebilmesi ve dış dünyayayla uyum sağlayabilmesi gerekçesiyle çıkartılmış bir yasadır. Hükümlü cezasını cezaevinde infaz ederken koşullu salıverilmesine belli bir süre kalınca tahliye edilerek dışarda sosyal hayat içerisinde denetim altında tutulmaktadır.
Denetimli serbestlik uygulaması birçok farklı nedenden kaynaklanabilir. Örneğin, uyuşturucu kullanma nedeniyle denetimli serbestlik, yargılanan kişi hakkında hüküm verilmeden önce uygulanan bir tedbirdir. Bu yazımızda 5275 sayılı Ceza İnfaz Kanunu’nun 105/A maddesi gereği getirilen denetimli serbestlik uygulamasından bahsedeceğiz.

Denetimli Serbestlik Yasası

Denetimli serbestlik yasası olarak bilinen yasa, esasen 5275 sayılı Ceza İnfaz Kanunu’nun 105/A maddesiyle getirilen düzenlemeleri ifade etmektedir. Bu yasaya denetimli serbestlik yasası denilmesinin sebebi 5275 sayılı Ceza İnfaz Kanunu’na yapılan bir ilaveyle birçok kişinin cezaevinden tahliyesinin sağlanmış olmasıdır. Biz de anlaşılır olabilmek için “denetimli serbestlik yasası” kavramını kullanacağız.

01.07.2016 Tarihinden Önce İşlenen Suçlarda Denetimli Serbestlik, Koşullu Salıverilme ve İnfaz

671 sayılı KHK (Kanun Hükmünde Kararname) ile 01.07.2016 tarihinden önce işlenen suçlar açısından ayrı bir denetimli serbestlik ve infaz sisteminin uygulanması kanunlaştırılmıştır. Buna göre 671 sayılı KHK ile 01.07.2016 tarihinden önce işlenen suçlar bakımından şu düzenlemeler getirilmiştir:

  • Denetimli serbestlik süresi 2 yıl olarak uygulanacaktır (671 sayılı KHK md.32/a).
  • Süreli hapis cezalarına mahkum olanlar cezalarının 1/2’sini infaz kurumunda çektikleri takdirde koşullu salıverilme hükümlerinden yararlanacaktır (671 sayılı KHK md.32/b).

Yukarıdaki her iki düzenleme 01.07.2016 tarihinden önce işlenen suçlar açısından uygulanacaktır. 01.07.2016 tarihinden sonra işlenen suçlarda yukarıda açıkladığımız KHK düzenlemesi değil, 5275 sayılı 105/A maddesinde yer alan eski infaz düzenlemesi geçerli olacaktır. Hemen belirtmek gerekir ki, suçun 01.07.2016 tarihinden önce işlenmiş olması yeterlidir, mahkumiyet daha sonraki bir tarihte gerçekleşse bile, hükümlü KHK’de düzenlenen denetimli serbestlik ve koşullu salıverilme hükümlerinden yararlanabilecektir.

  • Aşağıdaki suçları işleyen hükümlüler 671 sayılı KHK hükümlerinden yararlanamaz:
    • Kasten adam öldürme suçu (madde 81,82),
    • Altsoya,üstsoya, eşe veya kardeşe ya da beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumunda bulunan kişiye karşı işlenen kasten yaralama,
    • Cinsel dokunulmazlığa karşı suçlar (madde 102,103,104,105),
    • Özel hayata ve hayatın gizli alanına karşı suçlar: Haberleşmenin gizliliğini ihlal, kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması, özel hayatın gizliliğini ihlal, kişisel verilerin hukuka aykırı olarak kaydedilmesi, verileri hukuka aykırı olarak ele geçirme ve yayma, verileri yok etmeme (madde 132,133,134,135,136,137,138),
    • Uyuşturucu veya uyarıcı madde imal veya ticareti (madde 188),
    • Devletin güvenliğine karşı suçlar (örgüt üyeliği suçu dahil),
    • Anayasal düzene karşı suçlar,
    • Milli savunmaya karşı suçlar,
    • Devlet sırlarına karşı suçlar,
    • TMK (Terörle Mücadele Kanunu) kapsamına giren suçlar,
    • Örgütlü tüm suçlar (Örgüt üyeliği suçu, yöneticiliği veya kuruculuğu suçlarıyla birlikte işlenen yağma, hırsızlık, adam öldürme vb. gibi tüm suçlar KHK kapsamı dışındadır),
    • Koşullu salıverilme hakkı geri alınan hükümlüler (infazı yananlar) aynı hüküm nedeniyle,
    • Borçlar ve tazminatlar ödenmediği takdirde 5411 Sayılı Bankacılık Kanunu gereği bankacılık zimmeti suçu,
    • Cezaevinde disiplin cezası alıp da cezası henüz disiplin kurulunca kaldırılmayanlar,
    • Taahhüdü ihlal suçu işleyenler.
  • Cezanın 1/10’unu Kapalı Cezaevinde Geçirme Şartı: 07.09.2016 tarihli ve 29824 sayılı ve 22.2.2017 tarihli 29987 sayılı yönetmelik değişiklikleriyle açık cezaevine geçiş ve dolayısıyla denetimli serbestlik yasası uygulaması değiştirilmiştir. Buna göre, açık cezaevine geçiş ve cezanın 1/10’unu kapalı cezaevinde geçirme şartı şu şekilde uygulanacaktır:
    • 01.07.2016 tarihinden önce işlenip de 671 sayılı KHK’nin infaz rejimi kapsamında olan suçlardan 5 yıldan az ceza alanlar, en fazla 3 gün içinde ‘iyi halli’ olduğu tespit edilince açık cezaevine geçiş ve diğer koşulları varsa derhal denetimli serbestlik uygulamasından yararlanacaktır.
    • 01.07.2016 tarihinden önce işlenip de 671 sayılı KHK’nin infaz rejimi kapsamında olan suçlardan 5 yıl veya daha fazla, fakat 10 yıldan az ceza alanlar 1 ay kapalı cezaevinde ve diğer kalan süreyi açık cezaevinde geçirmek şartıyla denetimli serbestlik yasası uygulmasından yararlanabilirler.
    • 01.07.2016 tarihinden önce işlenip de 671 sayılı KHK’nin infaz rejimi kapsamında olan suçlardana 10 yıl veya daha fazla ceza alanlar, toplam cezalarının 1/10’unu mutlaka kapalı cezaevinde “iyi halli” geçirmek ve denetimli serbestlik uygulamasından yararlanabilmek için kalan diğer süreyi açık cezaevinde geçirmek zorundadırlar.

Hükümlünün kapalı cezaevinde geçirmesi gereken süre hesaplanırken tutuklulukta geçirdiği süreler de kapalı cezaevinde geçmesi gereken süreye dahil edilir.

  • 671 sayılı KHK uygulamasına son değişikliklerle birlikte örnekler vermek gerekirse;
    • 4 yıl hapis cezasına mahkum olanlar, kapalı cezaevinde en fazla 3 gün “iyi halli” kaldıktan sonra açık cezaevine geçer. Açık cezaevine geçen hükümlü denetimli serbestlik kanunu uygulanarak koşullu tahliye edilecektir.
    • 4 yıl 6 ay hapis cezası alan hükümlüler, 3 ay cezaevinde kalmak kaydıyla denetimli serbestlik uygulamasından yararlanacaktır. Hükümlü, kapalı cezaevinde en fazla 3 gün iyi halli kaldıkdan sonra açık cezaevine geçiş hakkı kazanır. Açık cezaevinde de kalan 3 aylık süreyi tamamlamak şartıyla denetimli serbestlik uygulamasından yararlanabilirler.
    • Taksirle işlenen suçlarda 5 yıl veya daha azceza alan bir mahkum, doğrudan açık cezaevinde 6 ay kalmak koşuluyla tahliye edilir.
    • Kasten veya taksirle işlenen suçlardan 5 yıl veya üstü hapis cezasına mahkum olup da cezalarının toplamı 10 yıldan az olan hükümlüler; cezalarının 1 ayını kapalı cezaevinde geçirmek zorundadır. 1 ay kapalı cezaevinde kalan hükümlü açık cezaevine geçer, açık cezaevinde kalan süreyi tamamladıktan sonra denetimli serbestlikten yararlanarak şartlı tahliye edilir.
    • Kasten veya taksirle işlenen suçlardan 5 yıl veya üstü hapis cezasına mahkum olup da cezalarının toplamı 10 yıldan az olan hükümlüler; cezalarının 1 ayını kapalı cezaevinde geçirmek zorundadır. 1 ay kapalı cezaevinde kalan hükümlü, denetimli serbestlik uygulaması için kalan cezasını da açık cezaevinde geçirerek tahliye edilir.
  • Aynı Hükümlünün Suçlarından Biri KHK Kapsamında, Diğeri Değilse Uygulama Nasıl Olacaktır: Uygulamada en sık karşılaşılan sorun, hükümlünün işlediği suçlardan birinin KHK kapsamında kalması, diğer suçun KHK’nin kapsamı dışında kalmasıdır. Bu durumda, KHK kapsamında kalan suç vasfında 1/2 infaz indirimi yapılır, KHK kapsamına girmeyen diğer suç için infaz indirimi yapılmadan eski sisteme göre koşullu salıverilme süresi hesaplanır. Böylece şartlı tahliye süresi bulunduktan sonra denetimli serbestlik süresi, eski sistemdeki gibi 1 yıl olarak uygulanır. İnfaz hukuku uygulamasında, cezai içtima hükümlünün aleyhine sonuç doğurduğundan işlediği suçlardan biri KHK kapsamı dışında kalan hükümlü, KHK’deki yeni denetimli serbestlik süresinden yararlanamaz.
  • 647 sayılı Eski İnfaz Kanunu Döneminde -01.06.2005 Tarihinden Önce- Suç İşleyenlerin Durumu: 647 sayılı eski infaz kanunu döneminde, yani 01.06.2005 tarihinden önce suç işleyenler açısından eski infaz oranı olan 2/5 lehe olduğundan, yeni KHK’deki 1/2’lik infaz indirimi oranı uygulanmaz. Ancak, eski infaz oranı üzerinden bulunan şartlı tahliye tarihine 2 yıl kala 671 sayılı KHK ile denetimli serbestlik tedbiri uygulanır. Suçlardan biri 01.06.2005 tarihinden önce, diğeri ise bu tarihten sonra işlenirse; 01.06.2005 tarihinden önce işlenen suç için 2/5 olan eski infaz oranı, 01.06.2005 tarihinden sonra işlenen suç için de KHK ile getirilen 1/2 infaz oranı üzerinden koşullu salıverme süresi hesaplanır ve KHK’deki 2 yıllık denetimli serbestlik süresi uygulanır.
  • Adli Para Cezası Alanların Durumu: Adli para cezasına mahkum olanlar, her halükarda adli para cezasını ödemek zorundadırlar, hiçbir şekilde 671 sayılı KHK’de ddüzenlenen koşullu salıverilme ve denetimli serbestlik hükümlerinden yararlanamazlar (Ceza infaz Kanunu md.105/A-4 ve md.106/9). Adli para cezası mahkumiyeti, ister doğrudan verilmiş olsun, ister hapis cezasıyla birlikte verilsin veya isterse hapis cezasından çevrilmiş olsun KHK’den yararlanamaz. Aynı hükümde hem adli para cezası hem de hapis cezası varsa, adli para cezası ödendikten veya herhangi bir şekilde infaz edildikten sonra, hapis cezası için KHK’den faydalanılabilir.
  • Neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama suçu: Neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama suçu (TCK md.87), eş, altsoy, üstsoy veya beden ve ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan kişiye karşı işlenmemişse 671 sayılı KHK’nin infaz uygulamasından yararlanır. KHK’nin kanunlaştığı ilk dönemlerde tümüyle kapsam dışı kaldığı gerekçesiyle uygulama dışı bırakılan bu suça, artık tüm infaz savcılıklarınca 671 sayılı KHK infaz hükümleri uygulanmaktadır.
  • Suçta Tekerrür Halinde Uygulama: Mükerrirlere özgü infaz rejimi uygulanan hükümlüler, 671 sayılı KHK kapsamında getirilen cezanın 1/2 infazına ilişkin infaz rejiminden yararlanamazlar, tekerrür halinde infaz oranı 3/4’tür. Ancak, suçta tekerrür hükümleri uygulanan hükümlüler, aynı yasa kapsamında yer alan 2 yıllık denetimli serbestlik tedbiri uygulamasından yararlanabilirler.
  • Suça Teşebbüs, Azmettirme, Yardım Etme: Teşebbüs ve suçu iştirak halleri için KHK’de özel bir düzenleme yoktur. KHK’de yer alan “düzenlemeden yararlanamayacak suçlara” teşebbüs edilmesi, azmettirilmesi veya yardım edilmesi halllerinde KHK’de düzenlenen şartlı tahliye veya denetimli serbestlik uygulamasından yararlanılamaz. Yani, kapsam dışı bırakılan suçlara iştirak edenler veya teşebbüs edenler, suç vasfının 671 sayılı KHK’deki düzenlemesine tabidir.
  • Taksirli Suç ve Olası Kast Halleri: Taksirli suçlar (bilinçli taksir dahil), KHK’de yer alan her türlü hak ve düzenlemeden yararlanabilir. Örneğin, taksirle adam öldürme suçu işleyenler (örn, trafik kazası ile ölüm) KHK’den yararlanabilir. Olası kast açısından özel bir düzenleme yoktur. İşlenen suç, TCK’da hangi maddeyi ihlal ediyorsa KHK’den yararlanıp yaralanmayacağı bu maddeye göre belirlenir. Örneğin, olası kast ile kasten öldürmeye teşebbüs suçu işlenmiş olması halinde KHK’den yararlanılamaz. Ancak, TCK md. 86/1 kapsamında olası kast ile kasten yaralama suçu işlendiğinde hükümlünün KHK’den yararlanma hakkı var.
  • Yakalamalı Hükümlülerin Durumu: 01.07.2016 tarihinden önce suç işleyip de ceza mahkumiyeti olan ve infaz savcılığı tarafından gönderilen davetiye uymayarak teslim olmayan veya haklarında doğrudan yakalama kararı çıkartılan hükümlüler, cezasını çekmek üzere ne zaman teslim olurlarsa olsunlar 671 sayılı KHK infaz indirimi ve denetimli serbestlik yasası uygulamasından yararlanırlar.
  • Tutuklu/Tutuksuz Yargılaması Devam Eden Sanıkların Durumu: Yargılaması devam eden sanıklar, suçun 01.07.2016 tarihinden önce işlenmiş olması kaydıyla KHK’den yararlanırlar. Yargılamanın aşaması ne olursa olsun, ceza mahkumiyeti ne zaman kesinleşirse kesinleşsin 671 sayılı KHK’de yer alan infaz indirimi ve denetimli serbestlik tedbiri sanıklara uygulanır. Tutuklu yargılanan sanıkların tutukluluk koşulları değerlendirilirken 671 sayılı KHK’deki infaz indirimi ve denetimli serbestlik süresi mutlaka dikkate alınacaktır. Suç vasfı, KHK kapsamında kalan tutuklular daha erken tahliye edilecektir.
  • Halihazırda Denetimli Serbestlikte Olanların Durumu: Halihazırda denetimli serbestlik tedbiri uygulanan hükümlülerin müddetnamesi yeniden tanzim edilmelidir. KHK kapsamında kalan bir suçtan denetimli serbestlikte olan hükümlü, 1/2 infaz indiriminden faydalanacakları için denetimli serbestlik süresi de kısalacaktır. Örneğin, eski sistemde 3 yıl hapis cezası mahkumiyeti hükümlünün 1 yıl cezaevinde kaldıktan tahliye olduğunu ve denetimli serbestlik tedbiri uygulandıktan 2 ay sonra KHK’nin kanunlaştığını varsaysalım; bu durumda yeni KHK’den yararlanan hükümlüye sadece 4 ay daha denetimli serbestlik uygulanacaktır. Eski infaz sistemiyle hükümlünün 9 ay daha denetimli serbestlik uygulamasıyla geçirmesi gerekirdi.
  • Halihazırda Denetimli Serbestlik Yükümlülüklerini İhlal Edenlerin Durumu: Denetimli serbestlik tedbiri uygulanarak belirlenen yükümlülüklere aykırı hareket edenler (imza ihlali, seminer ihlali, elektronik kelepçenin çıkarılması, belli saatlerde belirlenen yerde olunmaması vs.) 671 sayılı KHK’de yer alan 1/2 infaz indiriminden yararlanabilir, ancak 2 yıllık denetimli serbestlik süresinden yararlanamazlar.
  • Denetimli Serbestlik Altındayken Suç İşleyenlerin Durumu: Denetimli serbestlik yükümlülüklerine uygun hareket etmesine rağmen suç işledikleri gerekçesiyle yargılananlar, suçsuzluk karinesinden yararlandıkları için mahkumiyet kesinleşinceye kadar denetimli serbestlikten yararlanırlar. Mahkumiyet kesinleştiğinde, hükümlünün cezaevine alınarak cezaların toplanmasını gerektiren ayrı bir infaz süreci işleyecektir. Ayrıca, hükümlü suç nedeniyle tutuklanmışsa, tutuklulukta kaldığı süre koşullu salıverilme süresine eklenerek yeniden denetimli serbestlik süresi hesaplanır. Hükümlünün sonraki suç nedeniyle tutuklulukta kaldığı süreyi mahkumiyetinden mahsup hakkı da olduğundan, bu hakkını kullanan hükümlü açısından mahsup dikkate alınarak hesap yapmak gerekecektir.
  • Yurtdışında Yaşayanların Durumu: Yurtdışında yaşayanlar, KHK kapsamında denetimli serbestlik uygulmasından yararlanmak istiyorsa, denetimli serbestlik süresi boyunca Türkiye’de belirlenen yükümlülüklere uygun hareket etmek zorundadır. Konsoloslukta imza veya benzeri bir uygulama mevcut değildir. Denetimli serbestlik yasası, sadece Türkiye sınırları içersinde uygulanabilen bir sistemdir.
  • KHK Tahliye Hesaplama Metodu: Birden fazla hapis cezası varsa tüm cezalar toplanmalıdır. Toplam cezanın 1/2’si bulunmalı, hesaplanan bu cezadan 2 yıl denetimli serbestlik tedbiri düşüldüğünde kalan süre mahkumun şartlı tahliye olabilmesi için cezaevinde kalması gereken süredir. Örneğin, 10 yıl hapis cezası alan bir hükümlünün koşullu salıverilme/şartlı tahliyesi şöyle hesaplanır: 10 yıl hapis cezasının 1/2’si 5 yıldır. 5 yıl hapis cezasından 2 yıllık denetimli serbestlik süresi düşülür, böylece bu mahkumun 3 yıl cezaevinde kalması gerektiği ortaya çıkmış olur.

Denetimli Serbestlik Yasası

01.07.2016 Tarihinden Sonra İşlenen Suçlarda Denetimli Serbestlik Kaç Yıl

Denetimli serbestlik yasası, 671 sayılı KHK(Kanun Hükmünde Kararname) ile yeniden düzenlenmiştir. Hükümlü olan kişi henüz cezaevine girmemişse, ceza miktarı ne olursa olsun denetimli serbestlik yasasından yararlanması mümkün değildir. Cezası ne olursa olsun her hükümlü, “iyi halli” olup olmadığının tespiti amacıyla cezaevine girmek zorundadır. Hükümlü, cezaevine girdikten sonra cezaevi idaresi tarafından hükümlünün “iyi halli” olduğuna dair bir değerlendirme raporu hazırlanır ve hükümlü denetimli serbestlik tedbiri uygulanarak tahliye edilir.
5275 sayılı İnfaz Kanunu’na göre, 01.07.2016 tarihinden sonra işlenen suçlarda koşullu salıverilmesine 1 yıl veya daha az kalan hükümlülerin yazılı talebi halinde cezalarının koşullu salıverilme tarihine kadar olan kısmı denetimli serbestlik yasası uygulanarak infaz edilir (md. 105/A-1). Örneğin, 3 yıl hapis cezası almış bir hükümlü, 01.11.2016 tarihinde cezaevine girerse koşullu salıverilme tarihi 01.11.2018 olacaktır. Koşullu salıverilme tarihine 1 yıl kala, yani 01.11.2017 tarihinde denetimli serbestlik tedbiri yoluyla tahliyesini talep edebilecektir. Yani, 3 yıl hapis cezası alan bir hükümlü cezaevinde toplam 1 yıl kalacaktır.

  • 01.07.2016 tarihinden sonra işlenen suçlarda mahkeme tarafından toplam 18 ay hapis cezasına mahkum edilen hükümlüler, doğrudan denetimli serbestlik kanunu uygulamasından yararlanabilirler. Çünkü, 18 ay hapis cezası alan hükümlülerin koşullu salıverilme süresine mahkum olunan ceza miktarı itibariyle 12 ay kalmaktadır. Bu nedenle, 18 ay hapis cezası alan mahkumlar 2-3 gün gibi kısa bir süre cezaevinde kalarak “iyi halli” hükümlü oldukları tespit edildikten sonra tahliye edilirler. Ancak, 18 ay hapis cezası alan hükümlüler 31.12.2020 tarihinden sonra cezaevinde 6 ay geçirmek koşuluyla tahliye edilebilirler.
  • 0-6 yaş arası çocuğu bulunan kadın hükümlüler, koşullu salıverilme tarihlerine 2 yıl veya daha az kaldığı takdirde denetimli serbestlik hükümlerinden yararlanabilecektir (md.105/A-3). Yukarıdaki örnekte 3 yıl ceza alan ve 0-6 yaş arası bir çocuğu bulunan kadın, cezaevine birkaç gün girerek “iyi halli” olduğu tespit edildiğinde denetimli serbestlik yasası yoluyla serbest bırakılabilecektir.
  • Maruz kaldıkları ağır hastalık veya yaşlılık nedeniyle hayatlarını yalnız sürdüremeyenler, koşullu salıverilmelerine 3 yıl veya daha az bir süre kaldığında denetimli serbestlik yasası yoluyla tahliye olabilecektir (105/A-3). Ancak, bu durumlarının tam teşekküllü hastanelerin sağlık kurullarınca tespit edilip Adli Tıp Kurumu tarafından onaylanması gerekir.

Denetimli Serbestlik Şartları

Denetimli serbestlik yasası, cezaevinde bulunan her hükümlünün doğrudan yararlanabileceği bir yasa değildir. Denetimli serbestlik uygulama koşulları suçun niteliğine (açık cezaevine geçiş açısından), cezanın miktarına ve hükümlünün kişiliğine göre farklılık gösterir. Hükümlünün mahkum olduğu ceza kararı sayısının birden fazla olması nedeniyle karmaşık bir infaz uygulaması meydana gelebilir. Bu durumda, hükümlünün hukuki statüsünün mutlaka bir ceza avukatı ile mütalaa edilmesi gerekir.
Hükümlünün denetimli serbestlik uygulamasından yararlanabilmesi için bazı şartları yerine getirmesi gerekir. Bu şartlar;

Denetimli Serbestlik Yasasından Yararlanmak İsteyen Hükümlünün Son 6 Ayını Açık Cezaevinde Geçirmesi Şartı

Son 6 ayını cezaevinde geçirme şartı, 01.01.2016 tarihinde yürürlüğe giren 5275 sayılı Ceza İnfaz Kanunu’nun geçici 4. maddesi değişikliği gereği 31.12.2020 tarihine kadar uygulanmayacaktır. 31.12.2020 tarihinden sonra denetimli serbestlik yasasından yararlanarak tahliye olmak isteyen hükümlülerin son 6 ayını açık cezaevinde geçirmiş olması gerekir (md.105/A-1). Ancak, 31.12.2020 tarihine kadar denetimli serbestlik yasasından faydalanmak için 6 ay açık cezaevine kalma şartı mevcut değildir. Mevcut uygulamada hükümlünün açık cezaevine geçiş hakkı elde etmiş olması yeterlidir.
Açık Cezaevine Ayrılma Şartları, en son 22/2/2017 tarihli ve 29987 sayısı ile yapılan bir yönetmelik değişikliğiyle yeniden düzenlenmiştir. Yeni yönetmeliğe göre toplam cezasının 1/10’unu kapalı cezaevinde geçiren ve koşullu salıverilmesine belli bir süre kalan kişi açık cezaevine ayrılma hakkı kazanmaktadır. Açık cezaevine ayrılma koşulları daha kolay hale getirildiğinden denetimli serbestlik yasasından yararlanmak da kolaylaşmıştır. Yeni yönetmelik ile bazı suçlar için açık cezaevine geçme koşulları diğer suçlardan daha zordur. Her hükümlünün öznel durumunun değerlendirilmesi için bir ceza avukatı ile görüşülmelidir.
Hemen belirtelim ki, 31.12.2020 tarihinden sonra hükümlü son 6 ayını açık cezaevinde geçirmese bile, açık cezaevine ayrılma şartlarını son 6 aydan beri taşıyorsa denetimli serbestlik yasasından yararlanabilir. Yani hükümlü, kapalı cezaevinde olmasına rağmen kendi iradesi dışında, örneğin yer yokluğu nedeniyle, açık cezaevine gönderilememişse açık cezaevine ayrılma şartlarını taşıdığı için denetimli serbestlik yasasından yararlanabilir.

Hükümlünün İyi Halli Olması Şartı

Hükümlünün denetimli serbestlik yasasından yararlanabilmesi için “iyi halli” olması gerekir. Hükümlünün iyi halli olup olmadığı, cezaevi idaresi tarafından hazırlanan değerlendirme raporu dikkate alınarak karar verilir. Hükümlünün hazırlanan bu rapora karşı ceza infaz hakimliğine itiraz hakkı vardır.

Hükümlünün Denetimli Serbestlik Yasasından Yararlanma Talepli Dilekçe Vermesi

Denetimli serbestlik tedbiri ancak hükümlünün talebi halinde uygulanabilir. Denetimli serbestlik yasası, kendiliğinden uygulanabilen bir yasa değildir. Hükümlü cezaevindeyken denetimli serbestlik yasasından yararlanmak istediğini beyan ederek talepte bulunursa gerekli işlemler başlar. Hükümlü, denetimli serbestlikten yararlanma talebini bir Denetimli Serbestlikten Yararlanma Dilekçesi ile İnfaz Hakimliği’ne bildirdiğinde, İnfaz Hakimliği bu taleple ilgili en kısa sürede karar vermek zorundadır.
Hükümlü denetimli serbestlik yasası gereği serbest bırakıldıktan sonra deyim yerindeyse toplum içinde gözlenmeye başlanır. Hükümlü, kendisi için belirlenen tedbirlere uymak zorundadır. Örneğin, kamuya yararlı bir işte çalışmasına karar verilmişse bu yükümlülüğü ihlal edemez. Bir bölgede veya konutta denetim altında olması kararlaştırılmışsa o bölge veya konuttan ayrılamaz.

Çocuk Hükümlülerde Denetimli Serbestlik Yasası Nasıl Uygulanır?

Çocuk cezaevinde hükümlü statüsü kazanarak çocuk eğitimevine gönderilen hükümlülerden eğitimine devam etmeyenler 18 yaşını bitirdiklerinde, eğitimine devam edenler 21 yaşını bitirdiklerinde suç türüne bakılmaksızın ve olan ğitime devam etmeyenler on sekiz yaşını bitirdiklerinde, eğitime devam edenler ise yirmi bir yaşını bitirdiklerinde suç türüne ve cezaevinde kaldığı süreye bakılmaksızın açık cezaevine gönderilir. Açık cezaevine geçen çocukların 18 yaşını doldurmadan önce işlediği diğer suçların cezaları da ne zaman kesinleşirse kesinleşsin açık cezaevinde infaz edilir.
Çocuk hükümlülerin denetimli serbestlik yasasından yararlanabilmesi için toplam cezalarının 1/5’ini çocuk eğitimevinde geçirmesi ve koşullu salıverilmesine 1 yıl kalması gerekir.

Denetimli Serbestliğe Uymama

Hükümlü denetimli serbestlik yasası ile getirilen kurallara uyacağını taahhüt ettiği için tahliye edilmektedir. Denetimli serbestliğe uymama halinde kişinin yararlandığı infaz şekli ortadan kalkar. Denetimli serbestlik uygulamasının ihlali halinde hükümle tekrar cezaevine alınır. Denetimli serbestlik, birçok farklı şekilde ihlal edilebilir. Aşağıdaki şartlara uymayan hükümlünün denetimli serbestlik yasasını ihlal ettiği kabul edilmektedir:

Tahliye Olduktan 3 Gün İçinde Başvurma Şartının İhlali

Hükümlü tahliye olduktan sonra üç gün içinde Denetimli Serbestlik Müdürlüğü’ne başvurarak hakkındaki tedbire uygun programa katılmaya başlamalıdır. Bu kurala uymadığı taktirde denetimli serbestlik yasasını ihlal etmiş sayılır. Denetimli serbestlik yasası ihlal edildiğinde hükümlü yararlandığı şartlı tahliye hakkını kaybederek tekrar cezaevine alınır.

Hükümlünün Denetimli Serbestlik Müdürlüğü Programına Uymamada Israr Etmesi

Hükümlü denetimli serbestlik müdürlüğü tarafından belirlenen programa devam etmek zorundadır. Hükümlünün müdürlüğün belirlediği “programa riayet etmemede ısrar etmesi” halinde denetimli serbestlik yasası ihlal edilmiş sayılır. Uygulamada belirlenen programa iki kez riayet edilmemesi “programa uymamada ısrar” olarak kabul ediliyor. Nitekim Yargıtay, bir kez imza atmayan bir kez de görüşmeye gitmeyen kişinin denetimli serbestlik yasasını ihlal ettiğini kabul etmiştir (Yargıtay 4. Ceza Dairesi – 2015/1863 karar).

Hükümlünün Denetimli Serbestlik Yasasından Yararlanma Talebinden Vazgeçmesi

Hükümlü, denetimli serbestlik yasasından faydalanarak tahliye olduktan sonra kendiliğinden de bu hakkından feragat edebilir. Hükümlü açısından denetimli serbestlik tedbirleri daha ağır gelebilir, özel bir gerekçe göstermeden talepte bulunursa denetimli serbestlik kanunu nedeniyle yapılan uygulamaya son verilerek cezası cezaevinde infaz edilmeye devam edilir.

Denetimli serbestlik ve Adli Para Cezası

Adli para cezası ödenmezse hükümlü önce kamuya yararlı bir işte çalışmaya davet edilir, kamuya yararlı işte çalışma şartı da hükümlü tarafından yerine getirilmezse adli para cezası hapis cezasına çevrilir. Adli para cezası ödenmediği için hapis cezasına çevrilirse hükümlü hakkında denetimli serbestlik kanunu hükümleri uygulanamaz. Denetimli serbestlik, yalnızca mahkeme tarafından verilen doğrudan hapis cezaları için uygulanabilecek bir kurumdur. Bu nedenle, adli para cezaları için bir koşullu salıverilme biçimi olan denetimli serbestlik uygulanamaz.

Denetimli Serbestlik Yasası’nın İhlali ve Sonuçları

Denetimli serbestliğe uymama, hükümlünün daha ağır sonuçlarla karşılaşmasına neden olabilir. Prensip olarak denetimli serbestlik yasasını ihlal eden hükümlü, cezasının koşullu salıverilme tarihine kadar olan kısmının infaz edilmesi için tekrar cezaevine alınır. Ancak dışarda denetimli serbestlik kanunuuygulamasından yararlanarak geçirdiği süreler cezasından indirilir. Yani denetimli serbestlik dosyası kapatılana kadar kişinin dışarda geçirdiği süreler aynen cezaevinde geçirilmiş gibi kabul edilir.
Denetimli serbestlik uygulamasında hükümlüler en çok imza ihlali yapmaktadır. İmzaya gitmemek de önemli bir denetimli serbestlik kuralının ihlalidir. Üst üste iki kez imza ihlali yapanların denetimli serbestlik kararı geri alınır.
Hükümlünün tahliye olduktan sonra denetimli serbestlik müdürlüğüne 3 gün içinde müracaat zorunluluğu vardır. Hükümlü, 3 günlük sürenin bitiminden itibaren 2 gün içinde müracaat etmezse hakkında TCK md. 292’de düzenlenen “Hükümlü ve Tutuklunun Kaçması” gereği soruşturma başlatılır. Aynı durum, kapalı cezaevine iade kararı verilip de 2 gün içinde en yakın Cumhuriyet Başsavcılığına müracaat etmeyen hükümlüler için de geçerlidir.
Denetimli Serbestlik hükümlerinin nasıl uygulanacağı Denetimli Serbestlik Yönetmeliği ile düzenlenmiştir.

Denetimli Serbestlik ve 01.01.2020 Tarihi İtibariyle 6 Ay Açık Cezaevi Şartı

Denetimli serbestlik, bir infaz hukuku kurumudur. İnfaza dair hukuk kuralları derhal uygulanmak zorundadır. Yani, infaza dair bir yasal düzenleme yürürlüğe girdiği zaman aynı durumdaki herkese eşit olarak derhal uygulanmalıdır.
01.01.2020 tarihinden itibaren, denetimli serbestlikten faydalanmak için açık cezaevinde 6 ay kalma şartı yürürlüğe girecektir. Mevcut düzenlemeye göre bu tarihten itibaren denetimli serbestlikten yararlanmak isteyen tüm hükümlüler, 6 ay açık cezaevinde kalmalı veya kalma hakkını elde etmelidir. Aksi halde, 2020 yılından itibaren denetimli serbestlik kanunu uygulamasından faydanılması mümkün değildir.

Denetimli Serbestlik Yasası ve Elektronik Kelepçe Takılması

Denetimli serbestlik yasası uygulanarak tahliye edilen hükümlülere elektronik kelepçe takılması da mümkündür (Denetimli Serbestlik Yönetmeliği). Denetimli serbestlik uygulanacak olan hükümlüye ait evde veya evin çevresinde serbestçe hareket edebileceği alanlar belirlendikten sonra hükümlünün ayağına elektronik kelepçe takılmaktadır.
Elektronik kelepçe açılırsa sistem alarm vermektedir. Elektronik kelepçenin açılması veya belirlenen alanın dışına çıkılması denetimli serbestliğin ihlali kabul edilmektedir. Elektronik kelepçeyi açarak yükümlülüğü ihlal eden kişi cezasını ceza infaz kurumunda infaz edecektir.

Denetimli Serbestlik Yasası ve Uygulanan Bazı Suç Tipleri

Denetimli serbestlik, 01.07.2016 tarihinden sonra işlenen suçlarda kural olarak 1 yıllık süre için uygulanan bir koşullu salıverilme biçimidir. Denetimli serbestlik tedbiri uygulanabilecek suçlara bazı örnekler aşağıdadır:

Denetimli Serbestlik ve Suçta Tekerrür

Suçta tekerrür, ilk işlediği suç kesinleşen hükümlünün belli bir süre sonra ikinci bir suç işlemesidir. Hükümlünün işlediği ikinci suça “tekerrür” hükümleri uygulanarak koşullu salıverilme tarihi hesaplanır. İşlediği ikinci suç da kesinleşen hükümlünün üçüncü bir suç işlemesi halinde “ikinci kez tekerrür” söz konusu olur.
Tekerrür hükümleri açısından özellikle vurgulamak gerekir ki; ilk kez tekerrür hükümleri uygulanan hükümlü denetimli serbestlik tedbirinden yararlanabilir. Ancak, “ikinci kez tekerrür” hükümleri uygulanan hükümlünün denetimli serbestlik tedbirinden ve koşullu salıverilme hükümlerinden yararlanması mümkün değildir.

Koşullu Salıverilme Şartları ve Denetimli Serbestlik Yasası

Koşullu salıverilme (şartlı tahliye), cezasının bir kısmı cezaevinde infaz edilen “iyi halli” hükümlünün, cezasının kalan kısmını dışarda toplum içinde belli şartlara uyarak geçirmesini sağlayan bir cezanın infazı kurumudur. Koşullu salıverilme süresi denetimli serbestlik tedbirinin uygulanacağı tarihin tespiti açısından önemlidir. Yukarıda açıkladığımız üzere, 01.07.2016 tarihinden önce işlenen suçlarda koşullu salıverilme tarihine 2 yıl, 01.07.2016 tarihinden sonra işlenen suçlarda koşullu salıverilme tarihine 1 yıl kalan iyi halli hükümlü denetimli serbestlik yasasından yararlanabilir. 5275 Sayılı Ceza İnfaz Kanunu‘nun 107. maddesine göre koşullu salıverme şartları şu şekildedir:

  • Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası alan iyi halli hükümlüler, 30 yıl fiilen cezaevinde kaldıktan sonra koşullu salıverilme hükümlerinden yararlanabilirler.
  • Müebbet hapis cezası alan iyi halli hükümlüler, 24 yıl fiilen cezaevinde kaldıktan sonra şartlı salıverme hükümlerinden yararlanabilirler.
  • Siyasi suçlar ve örgütlü suçlarlardan hapis cezası alan iyi halli hükümlüler, cezalarının 3/4’ünü iyi halli olarak cezaevinde geçirerek koşullu salıverme hükümlerinden yararlanabilirler.
  • Diğer tüm süreli hapis cezalarına mahkumiyet halinde, hükmedilen hapis cezasının 2/3’ünün iyi halli olarak cezaevinde geçiren hükümlü koşullu salıverme hükümleri uygulanarak tahliye edilir.

Koşullu salıverilme kararı kural olarak mahkumiyet hükmünü veren mahkeme tarafından verilmelidir. Ancak, hükümlü mahkumiyet hükmünü veren mahkemenin yargı çevresi dışındaki bir cezaevinde bulunuyorsa, cezaevinde kaldığı yerde mevcut olan aynı derecedeki mahkeme tarafından şartlı salıverilme kararı verilmelidir. Mahkeme, cezaevi idaresinin hazırlayacağı gerekçeli raporu uygun bulursa hükümlünün şartlı salıverilme yoluyla tahliyesine karar verebilir.
Koşullu salıverilme kararı denetimli serbestlik yükümlülüklerinin yerine getirilerek denetim süresinin geçirilmesinden sonra mahkeme tarafından verilen bir karardır. Hükümlünün koşullu salıverilme tarihine 1 yıl kala infaz hakimliği tarafından denetimli serbestlik yasası uygulandığında, koşullu salıverilme kararı verilmez. Çünkü, koşullu salıverilme kararı denetimli serbestlik uygulamasının bitmesinden sonra verilen bir karardır.
Hükümlü, tahliye edildikten ve koşullu salıverilme kararından sonraki denetim süresi içinde “hapis cezası gerektiren kasıtlı bir suç” işlerse koşullu salıverilmenin geri alınmasına karar verilir. Suçun hapis cezasını gerektirmesi demek, hem kanunda suçun cezası olarak adli para cezasının değil hapis cezasının belirlenmiş olması hem de mahkemenin yargılama neticesinde verdiği cezanın da hapis cezası olması demektir. Yani, mahkeme denetim süresi içinde işlenen suç nedeniyle önce hapis cezası verir, daha sonra bu hapis cezasını adli para cezasına çevirirse hükümlü hakkında koşullu salıverilmenin geri alınması kararı verilemez. (Yargıtay 1. C.D. 2013/1575 karar).
Denetimli Serbestlik Yargıtay Kararları

Denetimli Serbestlik Yasası Yargıtay Kararları


Denetimli Serbestlik İhlalinde İki İhtar Şartı

Hükümlü, 06.06.2015 tarihli “vakıa sorumlusu görüşmesi”ne katılmayarak, ilk kez ihlalde bulunmuş, Denetimli Serbestlik Müdürlüğü tarafından 30.06.2015 tarihli müzekkkere ile uyarılmıştır. İlk uyarıdan sonra hükümlü 28.08.2016 tarihli grup çalışmasına katılmamış, bunun üzerinde Denetimli Serbestlik Müdürlüğü hiçbir ihtara gerek görmeden dosyayı kapatmış, infaz hakimliği tarafından hükümlünün kapalı cezaevine gönderilmesine karar verilmiştir. 5275 Sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’a göre “denetim planına uymamakta ısrar etme” en az iki usulüne uygun ihtara rağmen hükümlünün davete icabet etmemesi ya da başka bir yolla haberdar olmasına rağmen denetime uymamakta ısrar etmesi halinde söz konusu olabilir. Somut olayda hükümlüye ikinci ihtar yapılmadığından denetimli serbestlik yasası ihlal edilmemiştir, hükümlünün kapalı cezaevine gönderilmesine yönelik infaz hakimliği kararı hukuka aykırıdır (Yargıtay 1. Ceza Dairesi – 2016/3083 karar).
Denetimli serbestlik tedbirinin iki kez ihlal edilmesi, “yükümlülüklere uymamada ısrar etme” anlamına gelir. İki kez ihlale neden olarak yükümlülüklere uymamada ısrar eden hükümlü hakkındaki infaza son verilir ve infaz kaydı kapatılır. Ancak, yükümlülükleri iki kez ihlali nedeniyle infaza son verilebilmesi için ilk ihlalden hemen sonra hükümlüye bir “uyarı yazısı” tebliğ edilmelidir. Uyarı yazısı tebliğ edilmemişse, hükümlü hakkında denetimli serbestlik yasası uygulamasına son verilemez (Yargıtay 7. Ceza Dairesi – 2015/21337 karar).

0-6 Yaş Grubu Çocuğu Olan Annelere Denetimli Serbestlik Nasıl Uygulanır?

0-6 yaş grubu çocuğu olan anne, denetimli serbestlik yasası uygulamasından koşullu salıverilmesine 2 yıl süre kala yararlanabilir. Ancak, çocuğun 0-6 yaş aralığında olup olmadığının tespiti için annenin cezaevine alındığı tarih değil, denetimli serbestlik yasasına başvuru tarihi, yani koşullu salıverilmeye 2 yıldan az sürenin kaldığı tarih esas alınmalıdır. Başvuru tarihi itibariyle çocuk 6 yaşını geçmişse, anne uygulamadan yararlanamaz (Yargıtay 19. Ceza Dairesi – 2015/3782 karar – Tarih:31.7.2015).

Denetimli Serbestlik Yükümlülüklerinin Uyarılara Rağmen İki Kez İhlal Edilmesi

Denetimli serbestlik kararlarının infazında, yükümlülüğün bir yıl içerisinde iki defa ihlal edilmesi yükümlülüğe uymamada ısrar etme sayılır. Yükümlünün uyarılmasının ardından bir yıl içerisinde ikinci ihlalin tespit edilmesi halinde infaza son verilerek kayıt kapatılır.” şeklindeki düzenlemeler karşısında, somut olayda 29/01/2016 tarihi itibari ile hükümlü hakkında denetim planı hazırlanarak infazına başlanıldığı, hükümlünün 11/02/2016 tarihinde kamu çalışmasına gelmeyerek denetim planına uymadığından bahisle 19/02/2016 tarihinde uyarıldığı, buna rağmen 05/05/2016, 06/05/2016 ve 11/05/2016 tarihlerinde belgelendirilebilir ve geçerli bir mazereti bulunmaksızın kamuda çalışma yükümlülüğünü ihlal ederek denetimli serbestlik kapsamında belirlenen yükümlülüğü ikinci kez ihlal ettiği ve bu halin ısrar niteliğinde olduğu gözetilerek hükümlünün itirazının reddine karar verilmelidir (Yargıtay 1. Ceza Dairesi – Karar : 2017/1499).
Hükümlü denetimli serbestlik yasası ile tahliye olduktan sonra bir kez bireysel görüşmeye, bir kez de imza atmaya gitmemiştir. Hükümlünün denetimli serbestlik yasası uygulanarak tahliye edildiği tarih olan 30.07.2013 tarihi ile denetim dosyasının kapatılmasına neden olan son ihlalin yapıldığı tarih olan 28.09.2013 tarihi arasında denetimli serbestlik ile dışarıda geçirdiği süre cezasından düşülerek kalan cezasının koşullu salıverilme tarihine kadar olan kısmının cezaevinde infazı zorunludur (Yargıtay 4. Ceza Dairesi – 2014/1863 karar).

Denetimli Serbestlik Uygulanan Hükümlünün Başka Suçtan Tutuklanması

Hakkında denetimli serbestlik yasası uygulaması devam eden hükümlü başka bir suçtan tutuklanmıştır. Başka suçtan kaynaklanan tutuklama, hükümlüye uygulanan koşullu salıverilme tedbirinin hükümlü tarafından ihlal edildiği anlamına gelmez. Hükümlünün başka suç nedeniyle tutuklulukta kaldığı süre, şartlı tahliye süresine eklenerek yeni bir şartlı tahliye tarihi belirlenerek denetimli serbestlik yasası uygulaması yapılmalıdır. Kaldı ki hükümlü, tutuklulukta geçirdiği süreyi şartlı tahliyeye eklemek yerine, cezasından mahsup edilmesi talebinde de bulunabilir. (Yargıtay 19. Ceza Dairesi – 2015/9220 karar).
İnfaz Hâkimliğince hükümlünün tutukluluk hali sona erene dek denetimli serbestlik tedbirine ara verilmesine karar verilmiş ise de; Bilindiği üzere ceza infaz kurumlarında hapis cezasına mahkumiyet hükmü infaz edilirken kişinin başka suçtan tutuklanması halinde, öncelikle hükümlünün lehine kesinleşen hapis cezası hükümlerinin infaz edilmesi gerektiği, Denetimli Serbestlik Hizmetleri Yönetmeliğinin “Denetimli serbestlik kararlarının değiştirilmesi, durdurulması veya kaldırılması” başlıklı 45. maddesindeki “(3) Bu Yönetmeliğin dördüncü kısmının ikinci ve dördüncü bölümü ile beşinci kısmının üçüncü ve dördüncü bölümünde yer alan yükümlülüklerin yerine getirilmesi sırasında yükümlünün işlediği bir suç nedeniyle; tutuklanması veya mahkûm olduğu hapis cezasının infazına başlanması ya da askere alınması durumunda mahkemece aksine bir hüküm de verilmez ise yükümlülüğün yerine getirilmesi durdurulur. Yükümlü denetim süresi içerisinde serbest bırakılır veya askerlik hizmeti sona ererse yükümlülüğün yerine getirilmesine devam edilir. Denetim süresinin sonunda yükümlünün mahpusluk halinin veya askerlik durumunun devam etmesi durumunda dosya kapatılarak mahkemesine gönderilir. Ceza infaz kurumunda veya askerlikte geçirilen süreler denetim süresinden sayılır. Bu süre içinde rehberlik kapsamında verilen yükümlülüğün yerine getirilmesinde mahkemeye verilecek raporlar ceza infaz kurumu ile işbirliği içerisinde hazırlanır. Hâkime gönderilecek rapora esas olmak üzere üç ayda bir kişinin gelişimi ve davranışları hakkında ceza infaz kurumu idaresinden bilgi istenir.” şeklindeki amir hüküm uyarınca da yükümlülüklerin yerine getirilmesi sırasında yükümlünün işlediği bir suç nedeniyle tutuklanması durumunda yükümlülüğün yerine getirilmesinin durdurulacağı ancak Ceza infaz kurumunda geçirilen sürelerin denetim süresinden sayılacağının belirtildiği, burada tutuklanma halinde hem yükümlülüğün yerine getirilmesinin durdurulması hem de ceza infaz kurumunda geçirilen sürelerin denetim süresinden sayılacağının belirtilmesinin çelişki içerdiği düşünülse de, kanun koyucunun yukarıda da belirtildiği üzere hapis cezasına mahkumiyet hükmü infaz edilirken kişinin başka suçtan tutuklanması halinde, öncelikle hükümlünün lehine kesinleşen hapis cezasının infaz edilmesinin amaçlandığı, diğer bir deyişle tutuklama kararının infaz edilmeyip, tutuklama kararı kaldırılıncaya dek denetimli serbestlik şeklinde infaz edilen kesinleşmiş hükmün kapalı ceza infaz kurumunda infazına devam edilmesi gerekir (Yargıtay 1. Ceza Dairesi – Karar No: 2016/2542).

Denetimli Serbestlikten Kaç Kere Yararlanılabilir?

Hükümlü aynı infaz döneminde ancak 1 yıl süreyle denetimli serbestlik yasası uygulamasından yararlanabilir. Hükümlü daha önce yasa kapsamında tedbirden belli bir süre yararlandıktan sonra, “denetim süresi içinde kesinleşen mahkumiyeti” nedeniyle denetimli serbestlik yasası nedeniyle ikinci kez 1 yıllık bir erken koşullu salıverilme süresi talep edemez. Yapılması gereken, infaz edilmekte olan ilk mahkumiyeti nedeniyle hükümlünün dışarda geçirdiği denetim süresinin 1 yıllık süreden düşürülmesi, arta kalan sürenin ise toplam ceza miktarı üzerinden hesaplanan koşullu salıverilme tarihinden düşürülerek denetimli serbestlik yasasının uygulanması gerekir (Yargıtay 19. Ceza Dairesi – 2015/6313 karar).
Hükümlünün aynı mahkeme kararıyla hem hapis cezasına hem de adli para cezasına mahkum olması halinde, cezaların sıraya konularak infazı gereklidir. Her ceza için ayrı ayrı denetimli serbestlik yasasından yararlanılamaz. Denetimli serbestlik yasasından ancak bir kez yararlanılabilir (Yargıtay 11. Ceza Dairesi – 2014/7852 karar).
Hükümlü hakkında farklı mahkemelerce verilen kasten yaralama ve uyuşturucu madde ticaretine dair mahkumiyetler toplanararak toplam 5 yıl 10 ay hapis cezası tespit edilmiştir. Hükümlü iki farklı mahkeme kararı olsa bile denetimli serbestlik yasasından ancak bir kez yararlanabilir (Yargıtay 10. Ceza Dairesi – 2014/467 karar).
Hükümlü, denetimli serbestlik yasasından yararlanarak tahliye olduktan sonra, denetim süresi içinde yeniden bir suç işlemiş ve söz konusu suça ilişkin mahkemece verilen mahkumiyet hükmü kesinleşmiştir. Bu durumda hükümlü, denetimli serbestlik hükümlerine aykırı hareket ettiğinden her iki suça ilişkin hapis cezası cezaevinde infaz edilmelidir (Yargıtay 11. Ceza Dairesi – 2014/459 karar).

Disiplin veya Tazyik Hapsi Nedeniyle Denetimli Serbestlikten Yararlanılamaz

Ödeme taahhüdünü ihlal suçu nedeniyle verilen ceza, disiplin hapsi olarak kabul edilmektedir. Disiplin ve tazyik hapsi niteliğindeki cezalar, klasik “hapis cezası” niteliğinde değildir. Tazyik hapsi cezalarında, kişi kendisinden beklenen yükümlülüğü yerine getirdiğinde serbest bırakılır. Bu nedenle, bu tarz cezalarda denetimli serbestlik yasası uygulanamaz (Yargıtay 11. Ceza Dairesi- 2013/4666 karar).

671 Sayılı KHK Ceza İnfazı Oranı, Denetimli Serbestlik ve Koşullu Salıverilme

Kozan İnfaz Hâkimliğince, 671 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Kurum ve Kuruluşlara İlişkin Düzenleme Yapılması Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin 32. maddesiyle 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanuna eklenen Geçici 6. maddesindeki düzenleme ile şartla tahliye tarihine 2 yıl kalan hükümlülerin cezalarının denetimli serbestlik tedbiri uygulanmak suretiyle infazına karar verileceğinin öngörüldüğü, anılan düzenlemede bir kısım suçların istisna tutulduğu, hükümlünün 671 sayılı Kanun Hükmünde Kararname kapsamı dışında bırakılan cinsel istismar suçunedeniyle aldığı mahkumiyetin anılan düzenleme kapsamındaki konut dokunulmazlığını ihlal suçundan verilen ceza ile içtima edildiği, içtimalı cezalarda hükümlü lehine olan infaz rejiminin uygulanması gerektiğinden bahisle, hükümlünün cezasının denetimli serbestlik tedbiri uygulanmak suretiyle infazına karar verilmiştir.
671 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 32. maddesinde kapsam dışı bırakılan cinsel istismar suçu olduğu cihetle, hükümlünün işbu mahkumiyete konu cezasının infazında şartla tahliye tarihinin 2/3 oranı üzerinden hesaplanacağı ve şartla tahliye tarihine 1 yıl kala denetimli serbestlik tedbiri uygulanmak suretiyle infazına karar verilebileceği, aksi düşünce ve uygulamanın kabûlü halinde; yalnızca cinsel istismar gibi 671 sayılı Kanun Hükmünde Kararname kapsamı dışında bırakılan bir suç işleyen hükümlünün şartla tahliye tarihinin 2/3 oranı üzerinden hesaplanarak şartla tahliye tarihine 1 yıl kala denetimli serbestlik hükümlerinden istifade edebilecekken, cinsel istismar gibi kapsam dışı bir suçun yanında 671 sayılı KHK kapsamında başka suçlar işleyen hükümlünün ise sırf bu suçlardan aldığı cezaların içtima ettirilmesi nedeniyle şartla tahliyesine 2 yıl kala denetimli serbestlik tedbiri uygulanarak tahliye edilmesi gibi bir sonuca yol açacağı, bunun da kanun koyucunun açık iradesine, eşitlik prensibine ve ceza adalet sistemine aykırı düşeceği cihetle, cinsel istismar suçundan mahkûmiyeti bulunan hükümlü hakkında 671 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 32. maddesi ile 5275 sayılı Kanuna eklenen geçici 6. madde uyarınca denetimli serbestlik tedbiri uygulanmak suretiyle infaz kararı verilmesi hukuka aykırıdır (Yargıtay 1. Ceza Dairesi – Karar : 2017/258).

Sigortalı Çalıştığına Dair Yalan Beyan Yükümlülüğün İhlali Değildir

Dosya kapsamına göre, denetimli serbestlik tedbiri uygulanmak suretiyle cezasının infazına karar verilen hükümlünün sigortalı olarak bir işte çalıştığından bahisle kamuya yararlı işte çalıştırma tedbirine ara verildiği, denetimli serbestlik müdürlüğü görevlilerince hükümlünün beyan ettiği işyerinde yapılan denetimde işyerinin faal olmadığı, başka adrese taşındığının tespiti üzerine durumun yükümlülük ihlali olarak kabulüyle hükümlünün uyarılmasına karar verildiği, hükümlünün sonrasında bireysel görüşme ve grup çalışması yükümlülüğünü ihlal ettiğinin tespiti nedeniyle yükümlülük ihlalinde ısrar ettiği gerekçesiyle kapalı ceza infaz kurumuna iadesine karar verildiği anlaşılmış ise de; Denetimli Serbestlik Hizmetleri Yönetmeliğinin 84/7. maddesinde “Hükümlünün;
a) Çalışmasına engel bir sağlık problemi olduğunu,
b) Örgün eğitime devam ettiğini,
c) Bir iş sözleşmesine dayanarak çalıştığını,
ç) Kendi işini kurduğunu ve işlettiğini,
belgelendirmesi ve bu nedenle kamuya yararlı işte çalışma yükümlülüğünün kaldırılmasını talep etmesi durumunda, ileri sürülen mazeretlerin doğruluğu ve haklılığı araştırılır. Gerekirse komisyon tarafından yükümlülüğün infazına ara verilir. Bu durumda, hükümlünün sağlık problemi, eğitime devam etme durumu, belirttiği işte bir iş sözleşmesine dayanarak çalışıp çalışmadığı ya da kurduğu ve işlettiği işi devam ettirip ettirmediği, koşullu salıverme süresinin sonuna kadar denetlenir. Hükümlünün, yanlış beyanda bulunduğunun anlaşılması veya mazeretin ortadan kalkması halinde yükümlülüğün kalan kısmının infazına devam edilir.” şeklindeki düzenlemeye nazaran, Yargıtay 1. Ceza Dairesinin benzer bir olay nedeniyle verdiği 05/12/2016 tarihli ve 2016/3361-4161 sayılı ilamında da belirtildiği üzere, hükümlünün beyanın doğru olmadığının tespiti halinde mevcut durumun yükümlülük ihlali olarak nitelendirilemeyeceği, hükümlünün kamuya yararlı işte çalışma yükümlülüğünün uygulanmasına başlanması gerektiği gözetilmeksizin, yükümlülük ihlalinde ısrar ettiği gerekçesiyle yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmediğinden; “denetimli serbestlik tedbiri yükümlülüklerine uymamakta ısrar ettiğinden bahisle denetimli serbestlik kararının kaldırılması ile kapalı ceza infaz kurumuna iadesine karar verilmesi yönünde Bakırköy Denetimli Serbestlik Müdürlüğünün talepte bulunması üzerine, ikinci kez yükümlülük ihlalinde bulunduğu gerekçesiyle şartla tahliye tarihine kadar kapalı ceza infaz kurumuna iadesine dair Bakırköy İnfaz Hakimliği kararının kanun yararına bozma kararı verilmiştir.” (Yargıtay 1. Ceza Dairesi- Karar : 2017/1650).

Hükümlünün Psikolojik Rahatsızlığı Nedeniyle Unutkanlığı Yükümlülük İhlali Sayılmaz

Hükümlünün denetimli serbestlik tedbiri yükümlülüklerini ihlalde ısrar ettiğinden bahisle 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunun 105/A-6 maddesi uyarınca cezasının koşullu salıverilme tarihine kadar olan kısmının infazı için kapalı ceza infaz kurumuna iadesine karar verilmiştir.
Dosya kapsamına göre, hükümlünün Eskişehir 1. İnfaz Hakimliğinin 21/02/2017 tarihli kararına karşı özetle “psikolojik rahatsızlıklarından dolayı kendisinde unutkanlık başladığından bahisle” yaptığı itirazın merciince “yerinde görülmediğinden” reddine karar verilmiş ise de, hükümlünün 02/03/2017 tarihli dilekçesinde “oradaki görevlilerle görüştüğünü ve unutkanlığı olduğundan, telefon ederlerse aylık seminerlere düzenli olarak katılabileceğini söylediğini” belirtmesi nazara alındığında, Denetimli Serbestlik Hizmetleri Yönetmeliğinin, Değerlendirme ve Planlama Bürosu başlıklı 15/4-c maddesinde “Büroda görevli denetimli serbestlik personeli, yükümlü hakkında denetim planı hazırlarken;… Yükümlünün ihtiyaçlarını, uygunluğunu ve becerilerini,… dikkate alır.” şeklindeki düzenleme karşısında, merciince hükümlünün “psikolojik rahatsızlıklarının bulunduğu için unutkanlık başladığı” mazeretinin gerçekliğinin ilgili sağlık kuruluşundan alınacak sağlık raporu ile tespit edilerek, söz konusu denetim planının hükümlünün sağlık durumuna uygunluğunun değerlendirilip sonucuna göre bir karar verilmesi gerekir (Yargıtay 1. Ceza Dairesi – Karar : 2017/1651).

Denetimli Serbestlik Müdürlüğüne Geç Başvurma ve Hükümlünün Kaçması Suçu

Sanık hakkında hükümlü veya tutuklunun kaçması suçundan mahkumiyetine karar verilmiştir.
Dosyanın incelenmesinde; sanığın, Antalya 16. Asliye Ceza Mahkemesinin 01.12.2011 tarih, 2011/733 esas, 2011/540 sayılı kararı ile verilen 7 ay 20 gün hapis cezasının infazı için hükümlü olarak, 26.02.2012 tarihinde ceza infaz kurumuna alındığı, 17.04.2012 tarihinde yürürlüğe giren hükümlülerin açık ceza infaz kurumlarına ayrılmaları hakkındaki yönetmelikte yapılan değişiklik nedeni ile 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkındaki Kanunda 6291 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten istifade etmek istediğini bildirmesi üzerine, Antalya İnfaz Hakimliğinin 19.04.2012 tarih ve 2012/293 sayılı kararı ile hakkında denetimli serbestlik tedbiri uygulanmak sureti ile tahliyesine karar verildiği,
5275 sayılı Kanunun 105/A-8. maddesi;
“Denetimli serbestlik müdürlüğüne müracaat etmesi gereken sürenin bitiminden itibaren iki gün geçmiş olmasına karşın müracaat etmeyenler ile kapalı ceza infaz kurumuna iade kararı verilmesine rağmen iki gün içinde en yakın Cumhuriyet Başsavcılığına teslim olmayan hükümlüler hakkında, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 292’nci ve 293’üncü maddelerinde yazılı hükümler uygulanır.” şeklindedir.
Sanığın denetimli serbestlik müdürlüğüne kararın kendisine tebliği olan 19.04.2013 tarihinden sonra 5275 sayılı Kanunun 6291 sayılı Kanun ile değişik 105/A-6 maddesinde belirtilen “3” günlük ve buna ilaveten aynı Kanunun 105/A-8. maddesinde öngörülen “2” günlük sürelerin sonu olan 24.04.2013 tarihinde başvurmayarak 25.04.2013 tarihinde müracaat ettiği anlaşılmakla; hükümlünün kaçması suçu nedeniyle sanık hakkında mahkumiyet kararı verilmesi yerindedir (Yargıtay 16. Ceza Dairesi – Karar : 2017/4411).

Denetimli Serbestlik Uygulanırken Tutuklama veya Askerlik

Bilindiği üzere ceza infaz kurumlarında hapis cezasına mahkumiyet hükmü infaz edilirken kişinin başka suçtan tutuklama kararı olması halinde, öncelikle hükümlünün lehine kesinleşen hapis cezası hükümlerinin infaz edilmesi gerektiği, Denetimli Serbestlik Hizmetleri Yönetmeliğinin “Denetimli serbestlik kararlarının değiştirilmesi, durdurulması veya kaldırılması” başlıklı 45. maddesindeki “(3) Bu Yönetmeliğin dördüncü kısmının ikinci ve dördüncü bölümü ile beşinci kısmının üçüncü ve dördüncü bölümünde yer alan yükümlülüklerin yerine getirilmesi sırasında yükümlünün işlediği bir suç nedeniyle; tutuklanması veya mahkûm olduğu hapis cezasının infazına başlanması ya da askere alınması durumunda mahkemece aksine bir hüküm de verilmez ise yükümlülüğün yerine getirilmesi durdurulur. Yükümlü denetim süresi içerisinde serbest bırakılır veya askerlik hizmeti sona ererse yükümlülüğün yerine getirilmesine devam edilir. Denetim süresinin sonunda yükümlünün mahpusluk halinin veya askerlik durumunun devam etmesi durumunda dosya kapatılarak mahkemesine gönderilir. Ceza infaz kurumunda veya askerlikte geçirilen süreler denetim süresinden sayılır. Bu süre içinde rehberlik kapsamında verilen yükümlülüğün yerine getirilmesinde mahkemeye verilecek raporlar ceza infaz kurumu ile işbirliği içerisinde hazırlanır. Hâkime gönderilecek rapora esas olmak üzere üç ayda bir kişinin gelişimi ve davranışları hakkında ceza infaz kurumu idaresinden bilgi istenir.” şeklindeki amir hüküm uyarınca da yükümlülüklerin yerine getirilmesi sırasında yükümlünün işlediği bir suç nedeniyle tutuklanması durumunda yükümlülüğün yerine getirilmesinin durdurulacağı ancak Ceza infaz kurumunda geçirilen sürelerin denetim süresinden sayılacağının belirtildiği, burada tutuklanma halinde hem yükümlülüğün yerine getirilmesinin durdurulması hem de ceza infaz kurumunda geçirilen sürelerin denetim süresinden sayılacağının belirtilmesinin çelişki içerdiği düşünülse de, kanun koyucunun yukarıda da belirtildiği üzere hapis cezasına mahkumiyet hükmü infaz edilirken kişinin başka suçtan tutuklanması halinde, öncelikle hükümlünün lehine kesinleşen hapis cezasının infaz edilmesinin amaçlandığı, diğer bir deyişle tutuklama kararının infaz edilmeyip, tutuklama kararı kaldırılıncaya dek denetimli serbestlik şeklinde infaz edilen kesinleşmiş hükmün kapalı ceza infaz kurumunda infazına devam edilmesi gerektiği cihetle, anılan kararda sadece tutukluluk hali sona erene dek denetimli serbestlik tedbirinin uygulanmasına ara verilmesine karar verilmesi hukuka aykırıdır (Yargıtay 1. Ceza Dairesi – Karar:2016/2542).

Denetimli Serbestlik Uygulamasında Cezai İçtima

Denetimli Serbestlik Hizmetleri Yönetmeliğinin 90/4. maddesinde yer alan “Başka bir mahkûmiyet kararı nedeniyle ceza infaz kurumuna alınan hükümlünün kaydı kapatılarak, 5275 sayılı Kanunun 107. maddesinin uygulanabilmesi yönünden toplama kararı alınması ve müteakip infaz işlemlerinin buna göre yapılması amacıyla dosya hükümlünün bulunduğu ceza infaz kurumuna gönderilmek üzere Cumhuriyet başsavcılığına iletilir.” şeklindeki düzenleme de nazara alındığında, hükümlünün 5 ay hapis cezası, 4 ay hapis cezası ile 150 gün hapis cezasının toplamı üzerinden denetimli serbestlik tedbiri ile infaz koşullarının değerlendirilmesi gerektiği, aksi uygulamanın hükümlünün aynı suç nedeniyle birden fazla denetimli serbestlik tedbiri ile infaz kurumundan istifade etmesi gibi bir sonuca yol açacağı gözetilerek cezai içtima yapıldıktan sonra 1 kez denetmli serbestlik tedbiri uygulanmalıdır (Yargıtay 1. Ceza Dairesi – Karar:2017/74).

Denetimli Serbestlikte Geçirilen Süren Cezadan Mahsup Edilmelidir

İncelemeye konu olayda hükümlünün cezasının 5275 sayılı yasanın 105/A maddesi uyarınca koşullu salıverme kadar olan kısmının denetimlik serbestlik tedbiri olarak infazına karar verilmiştir ve hükümlüye bu süre içerisinde denetim planı içerisinde yer alan, imza atma, belirli etkinliklere katılma gibi yükümlülükler yüklenmiştir. Hükümlünün denetimli serbestlik tedbiri altında serbest bırakılması madde metninden de anlaşılacağı üzere cezanın infazı amacıyla yapılmaktadır. Açıklanan bu nedenlerle 5275 sayılı Yasanın 105/A maddesinin 9. fıkrası yollamasıyla 107/14. maddesi de gözetilerek hükümlünün denetimli serbestlik tedbiri altında geçirdiği sürelerin cezasından mahsup edilmesi gerektiği cihetle itirazın kabulü gerekir (Yargıtay 8. Ceza Dairesi – Karar: 2014/6613).

Denetimli Serbestlik Süresi 2 yıl Olan Suç ile DS Süresi 1 Yıl Olan İki Ayrı Suçun Birlikte İnfazı

Konya İnfaz Hakimliğince, 671 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Kurum ve Kuruluşlara İlişkin Düzenleme Yapılması Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin 32. maddesiyle 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanuna eklenen Geçici 6. maddesindeki düzenleme ile şartla tahliye tarihine 2 yıl kalan hükümlülerin cezalarının denetimli serbestlik tedbiri uygulanmak suretiyle infazına karar verileceğinin öngörüldüğü, anılan düzenlemede bir kısım suçların istisna tutulduğu, hükümlünün 671 sayılı Kanun Hükmünde Kararname kapsamı dışında bırakılan eşe karşı kasten yaralama suçundan aldığı mahkumiyetin anılan düzenleme kapsamındaki diğer suçlardan verilen ceza ile içtima edildiği, içtimalı cezalarda hükümlü lehine olan infaz rejiminin uygulanması gerektiğinden bahisle hükümlünün cezasının denetimli serbestlik tedbiri uygulanmak suretiyle infazına karar verilmiş ise de;
Hükümlü hakkındaki Konya 4. Asliye Ceza Mahkemesinin içtima kararına konu mahkumiyetlerden birinin 671 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 32. maddesinde kapsam dışı bırakılan eşe karşı kasten yaralama suçu olduğu cihetle hükümlünün iş bu mahkumiyete konu cezasının infazında şartla tahliye tarihinin 2/3 oranı üzerinden hesaplanacağı ve şartla tahliye tarihine 1 yıl kala denetimli serbestlik tedbiri uygulanmak suretiyle infazına karar verilebileceği, aksi düşünce ve uygulamanın kabulü halinde; yalnızca eşe karşı kasten yaralama suçu gibi 671 sayılı Kanun Hükmünde Kararname kapsamı dışında bırakılan bir suç işleyen hükümlünün şartla tahliye tarihinin 2/3 oranı üzerinden hesaplanarak şartla tahliye tarihine 1 yıl kala denetimli serbestlik hükümlerinden istifade edebilecekken, eşe karşı kasten yaralama gibi kapsam dışı bir suçun yanında 671 sayılı Kanun Hükmünde Kararname kapsamında başka suçlar işleyen hükümlünün ise sırf bu suçlardan aldığı cezaların içtima ettirilmesi nedeniyle şartla tahliyesine 2 yıl kala denetimli serbestlik tedbiri uygulanarak tahliye edilmesi gibi bir sonuca yol açacağı, bunun da kanun koyucunun açık iradesine, eşitlik prensibine ve ceza adalet sistemine aykırı düşeceği cihetle, eşe karşı kasten yaralama suçundan mahkûmiyeti bulunan hükümlü hakkında, 671 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 32. maddesi ile 5275 sayılı Kanuna eklenen geçici 6. madde uyarınca denetimli serbestlik tedbiri uygulanmak suretiyle infaz kararı verilmesi isabetsizdir (Yargıtay 1. Ceza Dairesi – Karar : 2017/1653).

Yüksek Riskli Hükümlü Hakkında Denetimli Serbestlik Yasası Uygulaması

Hırsızlık, kasten yaralama ve resmi belgede sahtecilik suçlardan hükümlü …’nın, Beypazarı Asliye Ceza Mahkemesi tarafından 04/04/2016 tarihli ve 2016/61 değişik iş sayılı içtima kararıyla verilen 5 yıl 17 ay hapis cezasının infazı sırasında, cezasının koşullu salıverilme tarihine kadar olan kısmının denetimli serbestlik tedbiri uygulanarak infaz edilmesine ilişkin Ankara 1. İnfaz Hakimliğinin 30/05/2016 tarihli ve 2016/1728 esas, 2016/1728 sayılı kararını müteakip hükümlü müdafiinin hükümlü hakkındaki elektronik kelepçe uygulamasının kaldırılmasına, imza yükümlülüğünün ise 3 güne düşürülmesi yönündeki talebinin reddine ilişkin Ankara Denetimli Serbestlik Müdürlüğünün 03/06/2016 tarihli ve 2016/1793 sayılı kararına vaki şikâyet başvurusunun reddine dair Ankara 1. İnfaz Hâkimliğinin 21/06/2016 tarihli ve 2016/1832 esas, 2016/1966 sayılı kararına yönelik itirazın kısmen kabulü ile hükümlünün çocuğuyla kişisel iletişim kurduğu tarihlerle sınırlı olmak üzere elektronik kelepçe tedbirinin durdurulmasına, yine aynı tarihlerle sınırlı olmak üzere imza yükümlülüğünün 3 güne indirilmesine dair mercii Ankara 2. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından 01/07/2016 tarihli ve 2016/1048 değişik iş sayılı kararı ile ilgili olarak;
Denetimli Serbestlik Hizmetleri Yönetmeliğinin 81/2. maddesinde yer alan “Denetimli serbestlik tedbiri uygulanarak cezalarının infazına karar verilen hükümlüler hakkında;
a) Kamuya yararlı bir işte ücretsiz olarak çalıştırılma,
b) Bir konut veya bölgede denetim ve gözetim altında bulundurulma,
c) Belirlenen yer veya bölgelere gitmeme,
ç) Belirlenen programlara katılma,
Yükümlülüklerinden bir veya birden fazlasına tâbi tutulmasına hazırlanan denetim planına göre komisyon tarafından karar verilir.” şeklindeki düzenleme ile yine bir bölgede denetim ve gözetim altında bulunma başlıklı 86. maddesindeki “(1) Bir bölgede denetim ve gözetim altında bulunma; toplumun ve mağdurun korunması amacıyla bir bölgede bulunmayı esas alan, belirlenen yere belirlenen tarih ve saatlerde başvurma veya belirlenen bölge sınırları dışına çıkmama yükümlülüğüdür.
(2) Hükümlüden, belirlenen tarih ve saatlerde, denetimli serbestlik müdürlüğüne, kolluğa, muhtarlığa veya müdürlüğün belirleyeceği bir kamu görevlisine başvurması istenir.
a) Yüksek riskli hükümlülerin denetimli serbestlik tedbiri altında geçireceği süre içerisinde;
1) İlk üç ay her gün,
2) Üç ila altı ay arası haftada üç gün,
3) Altı aydan sonra haftada iki gün,
olarak uygulanır.
(4)Bu yükümlülük, hükümlünün denetimli serbestlik müdürlüğüne başvurmasından itibaren on gün içinde başlar, koşullu salıverme süresinin sona ermesi ile tamamlanır.
(5) Bu yükümlülük; ağır bir hastalık, sakatlık veya kocama nedeniyle hayatlarını yalnız başına idame ettiremeyen hükümlüler hakkında uygulanmaz.
(6) Bu yükümlülük, yüksek riskli hükümlüler bakımından belirlenen bölge sınırları dışına çıkmama şeklinde de belirlenebilir.” şeklindeki düzenlemelere nazaran yapılan değerlendirmeye göre, Ankara Denetimli Serbestlik Müdürlüğünün 20/06/2016 tarihli ve 2016/1793 sayılı yazısına ekli araştırma ve değerlendirme formuna göre yüksek riskli statüsünde bulunan hükümlü hakkında imza yükümlülüğünün ilk üç ay için hergün, 3 ila 6 ay arasında üç gün ve altı aydan sonra haftada iki gün uygulanması gerektiği gözetilmeksizin mevzuatta öngörülmeyen bir şekilde yükümlülük öngörülmesinde isabet görülmememiştir (Yargıtay 1.Ceza Dairesi – Karar : 2017/1266).

Denetimli Serbestlik ve Adli Sicil Kaydı

Adli sicil kaydının silinmesi, cezanın infaz edilmesi ve belli koşulların gerçekleşmesi halinde mümkündür. Denetimli serbestlik yasası uygulaması da adli sicil kaydına kaydedilmektedir. Denetimli serbestlikten yararlanarak hükümlünün ne zaman tahliye edildiği, aynı şekilde ne zaman cezasının infaz edildiği adli sicil kaydında -sabıka kaydında- yer almaktadır. Denetimli serbestlik yasası uygulanan hükümlü ile ilgili bilgiler Adli Sicil Kanunu’nda yer alan şartların gerçekleşmesi halinde adli sicil kaydından silinebilir.
Kaynak: www.barandogan.av.tr