İNSANLIĞIN TARİHSEL VE KÜLTÜREL BİRİKİM MEKÂNLARINDAN BİRİSİ OLAN SUR, İNSANLIK KORUMASINDAN ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANLIĞI “KORUMASINA” NASIL GEÇTİ?
Amed’i Amed yapan Sur’un tarihi elbet bu hikâyeyle başlamıyor, bu hikâye ile de bitmeyecek.
Suriçi, Diyarbakır Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu tarafından 29.09.1988 tarihinde kentsel sit alanı ilan edildi. Suriçi Koruma Amaçlı İmar Planı ise 1990 yılında hazırlandı.
Diyarbakır Büyükşehir Belediye Meclisi’nin 20.01.2012 tarihli kararıyla da koruma amaçlı imar planı kesinleşti. Diyarbakır Kalesi ve Surları 2000 yılında Kültür ve Turizm Bakanlığınca UNESCO Dünya Mirası geçici listesine alındı ve 2012 yılında Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi tarafından UNESCO’ya yapılan başvuru sonucu 2015 yılında Diyarbakır Kalesi ve Hevsel Bahçeleri Dünya Mirası olarak tescillendi.
Köy boşaltmaların ardından Sur aynı zamanda yoksulların da göç mekânı haline geldi. Yıllarca yoksul halkı içinde barındıran, belki aynı zamanda o yoksul yaşam alanını, mülk sahiplerine inat, daha güçlü koruyan mülksüzlerle birlikte var olan bir SUR oldu.
Kimi zaman mülksüzlerin varlığının SUR’un tarihi kültürel dokusunu bozduğunu iddia edenler şimdilerde çok sessizler nedense.
Sur için yıkım planlarının 2012’de alınan riskli alan ilan kararı ile başladığını söylemek gerçekdışı olmaz.
22.10.2012 tarih ve 2012/3900 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla Sur ilçesinin tamamı, 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanunun 2. Maddesine göre riskli alan ilan edildi. Bu karara bağlı olarak Alipaşa ve Lalebey mahallelerinde kimi yapılaşmalara başlandıysa da o dönem, kültürel ve tarihi yapıyı bozdukları iddia edilen mülksüzlerin tepkisi üzerine projeye ara verilmek zorunda kalındı.
Ve çatışmalar ve yıkımlar ve ölümler…
21.03.2016 tarihinde Bakanlar Kurulu’nun 2016/8659 sayılı kararı ile Suriçi’nde riskli alan sınırları dahilinde yer alan 7714 adet taşınmazdan 6292’si hakkında acele kamulaştırma kararı alındı. Bu karar sokağa çıkma yasakları devam ederken alındı. Kimler, hangi heyetlerle, ne şekilde keşifler yaptı ve yapı analiz raporları tuttu bilinmemekte. Büyük beyaz perdeler ile örtülmeye çalışılan Sur içindeki korkunç yıkım, ancak havadan çekilen bir iki görüntü sayesinde anlaşılabildi.
Yıkım perdeler arkasında devam etti. Çatışmalar bitti yasaklar ve yıkım bitmedi.
Belediyenin kentsel dönüşüm yetkisi hiçe sayıldı ki zaten belediyeler kayyum atanacağı biz bilmezden evvel bilinirmiş meğer.
DİYARBAKIR SUR BÖLGESİNDEKİ YIKIMLARA KARŞI HUKUKİ SÜREÇLER VE DAYANIŞMA
Yıkımlar ve yıkım kararları akabinde, Suriçi Koruma ve Yaşatma Platformu, Amed Sur Yaşatma Derneği ve Sur Koruma ve Yaşatma Derneği vb. sivil toplum örgütleri kuruldu.
Dernekler kent, çevre ve insan yıkımına karşı, tüzüklerinde kent ve çevre konularında topluluk davası açma yetkisine özellikle yer verdiler.
Sur halkı, dernekler, odalar tüm bu hukuka aykırı kararlar için Danıştay ve idare mahkemelerinde davalar açtılar.
Hukuki süreçler devam ederken 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun’un uygulama yönetmeliğinde “Sur düzenlemesi “ olarak anılan değişiklikler yapıldı. Bu değişikliklerle zemin etüdüne ihtiyaç duymadan, deprem riski olmasa dahi belli bir yüzdede binaların yıkık ya da hasarlı olması riskli alan ilanı için yeterli sayıldı.
Danıştay hukuki ve fiili irtibata rağmen acele kamulaştırma kararı ile riskli alan ilan kararları arasında hukuki fiili irtibat olmadığı gerekçesi ile dilekçe ret kararları verdi. Açılan yüzlerce dava binlerce dava haline geldi. İşbu karar hâlihazırda Danıştay İdari Dava Daireleri Genel Kurulu’nda incelemede.
Acele kamulaştırma ve riskli alan ilan kararlarına karşı açılan davalarda Danıştay şimdiye kadar keşif ve bilirkişi incelemesi dahi yapmadan, işlemlerde hukuka aykırılık olmadığı gerekçesi ile yürütmeyi durdurma istemlerini reddetti. Nasıl ve hangi koşullarda düzenlendiği belli olmayan bir takım teknik raporları gerekçe yaptı. Evlerinden çıkmayan bir kısım Surlular o süreçte hiç kimsenin evlerini incelemeye gelmediğini söylediler. Danıştay sokağa çıkma yasağı varken düzenlenen teknik raporları şimdilik şaibeli görmedi.
Çevre Şehircilik İl Müdürlüğü 28.12.2016 tarihinde askıya çıkardığı ancak her nedense internet sayfasında yayınlamadığı kararı ile 1/5000 ölçekli Koruma Amaçlı Nazım İmar Planı değişikliği ve 1/1000 ölçekli Koruma Amaçlı Uygulama İmar Planı değişikliğini (KAİPD) uygulamaya sokmuştur. Bu planlar hakkında TMMOB Diyarbakır İl Koordinasyon Kurulu’nun 10.01.2017 tarihli gerekçeli raporu planın iptali talebi ile Diyarbakır Çevre Şehircilik İl Müdürlüğü’ne iletilmiştir. Ayrıca asıl amacı “Resmi Kurum Alanı” ve “Emniyet Hizmet Alanı” yaratmak olan planların iptali için oda ve dernekler tarafından iptal davalarının açıldığı bildirilmiştir.
Korkulan şudur ki, bu planların uygulanabilmesi de ancak yeni sokağa çıkma yasakları ile mümkün olabilecektir. Çünkü Sur halkı yaşam alanlarını hiçbir koşulda terk etmek istememektedir.
KAYNAK : HUKUK POLİTİK