Ankara 3. İdare Mahkemesi, Munzur Millî Parkı’nda planlanan tüm baraj ve HES Projeleri ile 2003 yılında işletmeye alınan  Mercan HES Projesi’ni iptal etti.

Munzur Vadisi Millî Parkı sınırları içerisinde Munzur Suyu üzerinde yapımı planlanan en büyük baraj Projesi durumundaki Konaktepe Barajı ile Konaktepe HES I – Konaktepe HES II için Konaktepe Elektrik Üretim A.Ş’ne EPDK tarafından 28/01/2010 tarihinden itibaren 49 yıllığına elektrik üretim lisansı verilmesi üzerine anılan kararın iptali istemiyle Danıştay’da tarafımca dava açılmıştı.

Açılan dava üzerine Danıştay 13. Dairesi 11/10/2010 tarihli ve 2010/995 Esas  sayılı kararı ile: “Munzur Vadisi Milli Park Uzun Devreli Gelişme Planı’nın onaylanmadığı, milli park niteliğini taşıyan Munzur Vadisi’nde su kaynaklarının kullanımı ve işletilmesinin, Milli Parklar Kanunu ve ilgili Yönetmelik hükümleri uyarınca, ancak, ‘kamu yararı açısından vazgeçilmez ve kesin bir zorunluluk’ koşullarının gerçekleştiğinin ilgili Bakanlıkça ortaya konulmasına bağlı olduğu v.d.” gerekçeleriyle yürütmenin durdurulmasına karar vermişti.

Yürütmenin durdurulmasına ilişkin karara karşı yapılan itiraz üzerine Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’nun 26/05/2011 tarih ve YD İtiraz No:2010/1147 sayılı kararında, Dairenin yürütmenin durdurulması isteminin kabulüne ilişkin gerekçesine katılmakla birlikte, elektrik üretim lisansının verilebilmesi için ÇED Raporunun da aranması gerektiği hususu belirtilmişti. Böylelikle Munzur Vadisi Millî Parkı’na yönelik Projelerin ÇED Muafiyeti ortadan kaldırılmıştı.

Bu kararın uygulanması bakımından, (Mülga) Çevre ve Orman Bakanlığı; Üniversitelerin Munzur Vadisi Millî Parkı’ndaki Projeler bakımından “kamu yararı açısından vazgeçilmez ve kesin bir zorunluluk” bulunup bulunmadığı hususunda hazırladıkları 5 (Beş)  ayrı rapora dayalı olarak oluşturulan Bütünleşik Sentez Raporu‘nu baz alarak Munzur Vadisi Millî Parkı sınırları içerisinde yapımı planlanan 4 Baraj ve 5 HES Projesi ile yapımına 1985 yılında kaçak başlanan ve 2003 yılında enerji üretimine alınan Mercan HES’e Millî Parklar Kanunu’nun 14. maddesi çerçevesinde 18/04/2011 tarihinde “Üstün Kamu Yararı” kararı alarak izin vermişti.

İzin kararı sonrası, izin kararı dayanak yapılarak tüm baraj ve HES Projeleri ile geçmişte inşa edilen Mercan HES, Munzur Vadisi Millî Parkı Uzun Devreli Gelişme Planı’na işlenmiş ve anılan plan 06/07/2012 tarihinde (Mülga) Orman ve Su İşleri Bakanlığı’nca onaylanarak yürürlüğe girmişti.

Munzur Vadisi Millî Parkı sınırları içerisindeki tüm baraj ve HES Projeleri’ne izin veren Bakanlık kararının iptali amacıyla tarafımca 19/12/2011 tarihinde dava açılmıştı.

Açılan davaya Munzur Suyu üzerinde inşası planlanan Konaktepe Barajı ve HES I ile Konaktepe HES II Projesini gerçekleştirmek isteyen Konaktepe Elektrik Üretim A.Ş. ile Mercan Suyu üzerinde 1985 yılında tamamen kaçak inşa edilen Mercan HES’i işleten Zorlu Doğal Elektrik Üretim A.Ş. davalı (Mülga) Orman ve Su İşleri Bakanlığı yanında müdahil olmuşlardı. Neticeten açtığımız dava 10/10/2013 tarihinde Ankara 3. İdare Mahkemesi’nce Üniversite raporları baz alınarak ret edilmişti.

Ret kararının bozulması amacıyla yaptığımız temyiz başvurusunu inceleyen Danıştay 10. Dairesi’nce 06/11/2014 tarihinde Ankara 3. İdare Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmişti. Bozma kararında tüm Projelerin birlikte Çevresel Etki Değerlendirilmesi sürecine tabi tutulması gerektiği belirtilmişti.

Müteakiben, Danıştay 10. Dairesi’nin Kararı’nın kaldırılması maksadıyla davalı (Mülga) Orman ve Su İşleri Bakanlığı, Konaktepe Elektrik Üretim A.Ş. ile Zorlu Doğal Elektrik Üretim A.Ş.’nin yaptığı Karar Düzeltme başvurusu Danıştay tarafından reddedilmişti. Davalı taraf ile HES şirketleri Munzur Vadisi Millî Parkı’ndaki tüm Baraj ve HES Projeleri’nin ÇED’den muaf bulunduğunu aksi halde ise tüm Projeler için tek ÇED süreci işletilemeyeceğini iddia etmekteydiler.

Danıştay Bozma kararı üzerine Ankara 3. İdare Mahkemesi’nce yeniden yapılan yargılamada 02/11/2018 tarihinde “Üstün Kamu Yararı” kararı İptal edilmiştir. Karar gerekçesinde:

“Munzur Vadisi Milli Parkında yapımı öngörülen bütün baraj ve HES Projelerinin uygulanması halinde ortaya çıkacak tablonun kamu yararı ve zorunluluk koşulları açısından değerlendirilmesi amacıyla İstanbul Teknik Üniversitesi İnşaat Fakültesi, Fırat Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü ve Ziraat Fakültesi Su Ürünleri Bölümü, Iğdır Üniversitesi, Atatürk Üniversitesi Biyoloji Bölümü, Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi Orman Fakültesi, Hacettepe Üniversitesi Biyoloji Bölümü ve Ankara Üniversitesi Biyoloji Bölümü öğretim üyeleri tarafından 5(Beş) ayrı bilimsel rapor hazırlatıldığı, davalı idarenin 7/2/2011 tarihli ve 9514 sayılı yazısı ile söz konusu 5(Beş) adet raporun değerlendirilerek görüş alınmak üzere İstanbul Teknik Üniversitesi Rektörlüğüne gönderildiği, bahsi geçen 5 (Beş) adet raporun öğretim üyeleri tarafından değerlendirilerek hazırlanan Munzur Vadisinde Planlanan Baraj ve HES Projeleri ile İlgili Daha Önceki Özel Raporlar Çerçevesinde Hazırlanan Bütünleşik Sentez Raporunun sonuç kısmında; “…Munzur Havzası’nda DSİ’ce yapımı planlanan Baraj ve HES projeleri ile ilgili çevresel riskleri azaltıcı öneri ve değerlendirmelerin sonucu olarak, enerji üretimi açısında vazgeçilmez olan kullanma dengesi ile sürdürülebilir yönetimi ilkesine göre, içinde bulundukları Milli Park sınırları dâhilinde yapılmalarında “kesin zorunluluk” bulunduğu; anılan projelerin ülkemizin Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi ve Kyoto Protokolü ile taahhüt ettiği sera gazı emisyonlarının azaltımı ve ulusal enerji tüketimindeki yenilenebilir enerji payını arttırma hedef ve politikalarıyla da uyumlu, kamu yararına bir stratejiyi destekler durumda olduğu görüş ve kanaatine ulaşılmıştır.” görüşlerine yer verildiği, böylece “Bütünleşik Sentez Raporu” uyarınca Munzur Vadisi Milli Parkında yapımı öngörülen HES Projelerinin uygulanmasında “kesin zorunluluk” ve “üstün kamu yararı” şartlarının oluştuğu bilimsel olarak ortaya konduğundan bahisle, Munzur Vadisi Milli Parkında Planlanan tüm Baraj ve HES Projelerinin yapılmasında üstün kamu yararının bulunduğu, enerji ihtiyacının yerli başka kaynaklardan karşılanmasının mümkün olamadığı açısından vazgeçilmezlik ve kesin zorunluluk şartlarının oluştuğu hususunda, Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü’nce, Çevre ve Orman Bakanlığı Bakanlık Makamından 18/4/2011 tarihli ve B.18.0.DMP.0.02.05 sayılı Olur alınması üzerine, davacı tarafından anılan işlemin iptali istemiyle bakılmakta olan davanın açıldığı anlaşılmaktadır…” denilerek devamla

“…herkesin sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkının bulunduğu, çevreyi geliştirmek, çevre sağlığını korumak ve çevre kirlenmesini önlemenin Devletin ve vatandaşların ödevi olduğu tartışmasızdır. Bu itibarla, öncelikle, davaya konu projelerle ile ilgili olarak hazırlanan fizibilite raporları çerçevesinde, projelerin, ‘çevreye uyumlu’ olup olmadığının tespiti bakımından, çevre mevzuatı açısından zorunlu olan “ÇED” sürecinin tamamlanması gerekmektedir. Aksi taktirde 2872 sayılı Yasanın 10. maddesinde belirtildiği üzere, Çevresel Etki Değerlendirmesi Olumlu Kararı veya Çevresel Etki Değerlendirmesi Gerekli Değildir Kararı alınmadıkça projelerle ilgili onay ve izin verilemez.”

Bu durumda, Munzur Vadisi Milli Parkı’nın Mutlak Koruma Zonu’nda inşa edilmesi planlanan Baraj ve HES Projelerinin yapılması hususunda “kamu yararı açısından vazgeçilmez ve kesin bir zorunluluk” bulunduğuna ilişkin dava konusu işlemde hukuki isabet görülmemiştir.” denilerek iptal kararı verilmiştir.

Millî Parklar Kanunu’nun 14. maddesi uyarınca Millî Park olarak ilan edilen sahalarda Baraj ve HES dahil tesis inşasının ön şartı Bakanlığın iznidir. Karar Millî Parklar ve Planlama Mevzuatı bakımından emsal niteliktedir. Zira, Millî Parklar Kanunu’nun 14. maddesi çerçevesinde bir Millî Parkta kamu yararı açısından tesis inşasına izin verilebilmesi için öncelikle Çevresel Etki Değerlendirmesi süreci işletilmesi gerektiği belirtilmiştir. Ayrıca, Munzur Vadisi Millî Parkı’na projelendirilmiş Baraj ve HES’lere izin verilebilmesi için ayrı ayrı Proje bazında değil tüm projeler için toptan bir ÇED süreci işletilmesi gerekliliği belirtmektedir. Karar bu yönüyle ilk niteliktedir.

Karar ile birlikte Munzur Vadisi Millî Parkı Uzun Devreli Gelişme Planı da hükümsüz hale gelmiştir. Zira, Munzur Vadisi Millî Parkı Uzun Devreli Gelişme Planı’nın Giriş Bölümü’nde Plan’ın Bakanlığın 18/04/2011 tarihli “Üstün Kamu Yararı” kararı gereğince oluşturulduğu belirtilmektedir.

Bu sebeplerle Munzur Vadisi Millî Parkı Uzun Devreli Gelişme Planı’nda öngörülen tüm yapı ve faaliyetler hukuka aykırı hale gelmiştir. Belirtmek gerekir ki; karar halihazırda faaliyette bulunan Mercan HES Projesi için de bağlayıcıdır. Nitekim, Mercan HES’in faaliyetlerinin durdurulması maksadıyla 12/07/2013 tarihinde TBMM Dilekçe Komisyonu’na yaptığımız  başvuruya verilen yanıtta:

“Mercan HES ve Munzur Çayı üzerinde projelendirilen diğer baraj ve HES’lerin kamu yararı ve zorunluluklar yönüyle değerlendirilmesi maksadıyla beş ayrı bilimsel rapor ve bu raporların birlikte ele alındığı bir sentez raporu hazırlattırılmış ve akabinde de 18.04.2011 tarihinde (Mülga) Çevre ve Orman Bakanlığı Olur’u ile “Üstün Kamu Yararı” kararının alındığı, bu karar kapsamında Munzur Vadisi Milli Parkı Uzun Devreli Gelişme Planın onaylanarak yürürlüğe girdiği, Uzun Devreli Gelişme Planı revizyonun dayanağı olan “Üstün Kamu Yararı” kararının yürütmesinin durdurulması ve iptali istemiyle açılan davanın halen devam ettiği…”

denilmek suretiyle açtığımız dava sonucu verilecek karara göre işlem tesis edilmesi gerektiği belirtilmişti. İş bu davada da “Üstün Kamu Yararı” kararı iptal edildiğinden derhal Mercan HES’in faaliyetleri durdurulmalıdır.

Karar, takriben %20’si endemik 1900’ü aşkın bitki çeşidine; Bern Sözleşmesi’ne göre koruma altında bulunan pek çok fauna türüne; güçlü bir yaban hayatı ekolojisine sahip bulunan ve Dünya Kültür Mirası Listesi’nde yer alması lazım gelen ülkemizin ve hatta dünyanın en nadide Millî Parkı durumundaki Munzur Vadisi Millî Parkı’na hayırlı olsun…

Türkiye Cumhuriyeti Devleti tarihinde ilk defa “Üstün Kamu Yararı” kararı bir mahkemece iptal edilmiştir.

Munzur Özgür Akacak…