Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) yayın organı “Çağımızda Hukuk ve Toplum” yeni sayısıyla ‘yeniden merhaba’ dedi, “umut ve dirençle” diye de dipnot var. Uzun bir ara oldu, özlemedik desek yalan olur. Memleketin yayın süresi bakımından belki değil ama çıkış tarihli olarak en eski dergisinden bahsediyoruz, ayrıca derginin ilk çıkışından bugüne ‘kavganın ortasından’ seslenmek gibi bir çabası ve iddiası da var. Coşkudan ve değiştirme umudundan arınmış entelektüel bilgi sahasında bu iddia ve çaba hem heyecan verici hem de merak uyandırıcı. Takipteyiz, uzatılan karanfili alıyor ve mikrofonu derginin yazı işleri sorumlusu Güçlü Sevimli’ye uzatıyoruz.

1976’DAN GÜNÜMÜZE ‘ÇAĞIMIZDA HUKUK VE TOPLUM’

Güçlü Sevimli, “Çağımızda Hukuk ve Toplum” Yazı İşleri Sorumlusu

Uzun bir ara oldu değil mi? En son hangi yıl ve sayıda bırakmıştık?

Evet, oldukça uzun bir ara oldu. En son dergimizin 30. sayısını Bahar 2013 sayısı olarak çıkarmıştık. Neredeyse 10 yıl olmuş diyebiliriz.

Neden bu kadar uzun bir ara oldu?

Dergi çıkarmak, dergicilik yapmak kolay değil açıkçası. Bunu sen de çok iyi bilirsin. Başta mali zorluklar olmak üzere, kesintisiz bir dergi faaliyeti sürdürebilmek zor bir iş. Öte yandan dergimiz derneğimizin yayın organı. Yani dernek faaliyetlerimizin bir parçası. Her şeye aynı anda yetişebilmek, derneğin yoğun gündemleri arasında bir de dergi faaliyeti gibi ağır işin altına girip onu taşıyabilmek kolay olmayabiliyor. Üstelik derneğimiz özellikle 2013 yılından bu yana sürekli bir şekilde çok yoğun baskılara ve devlet yanlı saldırılara maruz kaldı. 2013 yılından sonra tekrar 2017 yılında birçok üye ve yöneticimiz tutuklandı ve çok ağır cezalar aldılar. Tüm bu zorlu koşullar altında yayın organımız Çağımızda Hukuk ve Toplum dergisini tekrar ele alabilmek, toparlayabilmek ve yayına çıkarabilmek uzun bir zamana yayılmış oldu.

Ne gibi baskı ve saldırılar?

Üyelerimizin gözaltına alınması, tutuklamalar, davalar… OHAL döneminde derneğimiz hukuksuz bir şekilde kapatıldı. Derneğimiz İstanbul Şube yöneticisi Avukat Ebru Timtik adil yargılanma talebiyle girdiği ölüm orucu eyleminde yaşamını yitirdi. Bu anlamıyla aslında zorlu bir süreç geçirdik. Ama öte yandan derneğimize pek çok yeni genç meslektaşımız katıldı. Her biri bugün derneğimizin komisyonlarında çalışıyor ve çok önemli pratikleri hayata geçiriyorlar. Dergimizin tekrar yayına başlayabilmesinde de bu genç meslektaşlarımızın rolü ve emeği çok büyük.

“Çağımızda Hukuk ve Toplum”  aslında oldukça eski bir dergi, değil mi? İlk sayı sanki 1976 yılında yayımlanmıştı diye hatırlıyorum?

Evet, dergimiz derneğimizi 1974 yılında kuran aralarında Halit Çelenk, Niyazi Ağırnaslı ve Gülçin Çaylıgil’in de bulunduğu izleği olduğumuz avukatlar tarafından ilk kez 1976 yılında yayın hayatına başladı. 2008 yılında dernek olarak Çağımızda Hukuk ve Toplum dergisini derneğimizin yayın organı olarak tekrar çıkarmaya başladık. 2013 yılındaki 30. son sayımızın ardından bugün tekrar kaldığımız yerden 31. sayımızı çıkarmış oluyoruz. Böylece dergimizin üçüncü kez tekrar yayın hayatına başlamış oluyor.

2013’te yayımlanan derginin son sayısının dosya konusu neydi, hatırlar mısın?

30.sayımız yayına hazırlandığı dönemde derneğimiz üyesi 9 avukat arkadaşımız hukuksuz bir şekilde tutuklanmışlardı. Bu bakımdan son sayımızın da temel konusu yargı sisteminin içinde bulunduğu ahval olmuştu. 10 yıl sonra tekrar bugün yayına çıkarken de dosya konumuz yine yargının durumu ve hiç durmadan süregelen hukuka aykırı yargı pratikleri ve adalet sorunu.

YENİ SAYI: YARGI VE YARGI “BAĞIMSIZLIĞI..!”

Derginin uzun bir aradan sonra yayımlanan yeni sayısında  “Yargı ve Yargı ‘Bağımsızlığı..!’”nı dosya  konusu olarak seçmişsiniz ve bağımsızlık kelimesini tırnak içinde, iki nokta ve ünlem ile vurgulamışsınız? Neden?

Evet bugün belki de en çok konuşulan konuların başında ülkenin yargı sisteminin içinde bulunduğu durum geliyor. Ve tabi özel olarak da “yargı bağımsızlığı” meselesi. Biz de bu nedenle bu konuyu dosya konusu yapmak istedik. Tırnak içi ve ünlemler de bizim açımızdan ülkemizde yargının bağımsız olmadığının bir ifadesi. Ülkemizde yargı hiçbir zaman bağımsız olmadı. Ama bugün yargı sistemi doğrudan siyasal iktidarın emir ve talimatlarıyla hareket ediyor. Siyasal iktidarın kendisi açısından önemli gördüğü davalarda, muhaliflerin yargılandığı davalarda ve politik tüm yargılamalarda yargı, siyasal iktidarın talimatlarıyla şekillendirilip, tüm kararlar bu talimatlara göre alınıyor hale gelmiş durumda. Bugün ülkenin belki de en önemli sorunlarının başında “adalet” meselesi yer alıyor. Memlekette tam bir adaletsizlik hüküm sürüyor. Bu bakımdan da dergimizin bu sayısının temel konusu da buna göre şekillenmiş oldu diyebiliriz.

Derginin yeni sayısında dosya konusu dışında başka hangi konularda yazılar var?

Dergimizin bu sayısının dosya konusuyla ilgili olmak üzere avukat ve yargıç meslektaşlarımızın yazdığı yazıların yanı sıra, uzun yıllardır tartışılan işçi avukatlık meselesiyle ilgili iki ayrı yazı ve gene özellikle OHAL döneminden bu yana uygulanan ve çok ağır bir hukuksuzluk anlamına gelen avukatlık ruhsatlarının gaspı konusu da dergimizde işlendi. Öte yandan oldukça ilgi çekeceğini düşündüğümüz bir diğer yazı da derneğimiz genel başkanı Selçuk Kozağaçlı’ya ait. Dergimizde genel başkanımızın yargılanmakta olduğu İstanbul 18. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yapmış olduğu ve 2,5 güne yayılan savunmasını yayınladık.

Görebildiğim kadarıyla dergi aynı format ve tasarımla kaldığı yerden devam ediyor? Gözden kaçırdığımız bir yenilik var mı?

Evet, derginin mizanpajını ve özellikle kapak tasarımlarını devam ettirmek istedik. Dergimizdeki en temel değişiklik dijital olarak yayınlanması diyebiliriz.

Basılı format olmayacak mı?

Dergimiz basılı formatta olmayacak. PDF olarak hazırlanıp dijital olarak yayınlanacak ve her sayısı derneğimizin web sayfasından indirilebilecek.  İçinde bulunduğumuz ekonomik buhran koşullarında daha önceki yıllarda olduğu gibi basılı dergi yapabilmek neredeyse imkânsız bir hale geldi. Basılı yayın çok pahalı bir iş artık. Bu nedenle biz de dergimizi bu yeni formatıyla yayına hazırladık. Bundan sonraki sayılar da aynı şekilde, aynı formatta olacak.

Kimler var derginin mutfağında? Katkı sunmak isteyenler nasıl dahil olabilecek?

Derneğimiz bünyesinde oluşturduğumuz dergimizi hazırlayan bir yayın komisyonu var. Özellikle genç meslektaşlarımızın olduğu bir ekip diyebiliriz. Güzel bir iş ortaya çıkardılar. Onlara da buradan teşekkür etmiş olalım. Dergide çalışmak isteyen veya dergimize yazı göndermek isteyen herkes derneğimiz ile irtibata geçebilir. Ayrıca hem web sayfamızdan ve hem de derneğimizin sosyal medya hesaplarından bize ulaşabilirler.

Bir sonraki sayı ne zaman?

Dergimizin yayın aralığı konusunda kesin çizgilerle belirlenmiş bir periyot belirlemedik açıkçası. Ama bir sonraki sayının büyük ihtimalle Nisan ayında çıkabileceğini söyleyebilirim.

Hoşgeldiniz! Yolunuz açık olsun.

Çok teşekkürler. Size de çalışmalarınızda kolaylıklar dileriz.